Ne Doğu ne Batı! Biz, bize yeteriz!
Reklam
ŞEVKİ YILMAZ

ŞEVKİ YILMAZ

ŞEVKİ YILMAZ

Ne Doğu ne Batı! Biz, bize yeteriz!

02 Temmuz 2022 - 23:23

Halkı Müslüman Âleme karşı tam bir Siyon-Haç ittifakı artık eyleme dönüşmüştür! Son NATO toplantısında asıl hedefin İslam Âlemi olduğuna bir kere daha şahid olduk! Doğu’da Çin ve Hindistan, Batı’da AB-NATO Haçlı çemberi arasındayız! Yakın gelecekte Rusya’yı da içine alan bir Nato-Haçlı gücüyle, Çin-Hint Emperyalizmi arasında Üçüncü Cihan Harbinin yutmak istediği taraf olacağız. 

NATO ile yaptığımız antlaşmaların birçoğuna asla uymayacaklarını İktidarımız da biliyor, halkımız da! Dünya’nın tanıdığı Filistin Devleti’ni işgale devam eden Siyonist İsrail bugüne kadar hiçbir BM kararlarına uymadığı gibi Haçlı Devletleri ve Rusya’da, Kırım ve Ahıska ve diğer Türki Cumhuriyetlerle yapılan antlaşmalara uymadılar! 

İtalyanların Ömer Muhtar kuvvetleriyle yaptığı barış antlaşmasından bir gün sonra Libya’yı işgale başlamalarını asla unutmadık! 

Bugün halen tartışmaların odağında olan Lozan’da, Yunanlılara peşkeş çekilen adalarımızın silahsızlaştırma maddelerine dünkü kasabamız Yunanistan uydu mu? 

Yeryüzünün belası Kovboy ABD, ‘’barış’’ adına işgal ettiği Afganistan, Irak ve Suriye’ye kandan gözyaşından ve zulümden başka ne getirdi? 

Yeryüzünün baş belalarından Çin Emperyalizminin Doğu Türkistan’ı ‘’barış’’ adına işgal ettikten sonra Uygur Türkü Müslüman kardeşlerimize yaptığı ve yapmaya devam ettiği zulümler, ihanetler ve tecavüzler arş-ı alayı titretiyor! 

İngilizlerin, Fransızların ve Konya’nın yarısı kadar Belçika vb. Haçlı Emperyalist ülkelerin Asya ve Afrika’da barış adına giriştiği işgaller, katliamlar, soy ve Din kıyımları, Afrika ve Asya Kıtalarını açlığa sefalete mahkûm etmedi mi? 

Zalim Hindistan kendi içindeki yüz milyonlarca Müslüman kardeşlerimize özellikle Keşmir ve Arakan’da acımasız zulmüne ‘’barış’’ adına devam etmiyor mu? 

Bütün bu barış adına yapılan antlaşmaların sonu hep; mazlumların gözyaşlarını, çığlıklarını ve Vatanlarından göçlerini artırdı! 

Kısacası; Beşli Çete Devletler dün de, bugün de ve yarın da barış antlaşmaları tuzağıyla Müslüman âlemi yuttu ve yutmaya devam edecek! 

Tüm ülkelerin yutmak için gözünü diktiği paha biçilmez olan vatanımızı korumak için birlik lazım, dirlik lazım. Maddi ve Manevi sahalarda acil tedbirler lazım. 

Ecdadımızın “Düşman uyanık iken uyumak maskaralıktır!” dediği gibi daim teyakkuzda ve daim uyanık olmamız lazım. Şahsi hesaplarımızı, şahsi kin ve hasetlerimizi ayaklar altına alıp birleşmemiz lazım! İhtilaf edilen konuları bir kenara bırakıp ittifak ettiğimiz konularda birleşmemiz lazım. 

Dünya’nın en büyük kanlı Teröristi Siyonistlerin kontrolündeki Emperyalist ülkelerin saldırılarına karşı, bir leş olmamak için birleşmemiz lazım! 

Tüm yeryüzü mazlumlarının abisi ve hamisi Türkiye, bu hile ve tuzak dolu antlaşmalarla nefes almalı. Zaman kazanmalı ve Maddi ve Manevi sahada Süper Güç olmayı mutlaka başarmalıdır! 

Uzun yıllardır Avrupa Birliği kapısında, Nato’nun delik şemsiyesi altında zoraki mecburiyetlerle aradığımız ve bulamadığımız ve bulamayacağız himaye ve korumayı ne Şangay’da, ne Avrasya’da ne Atlantik paktında bulamadık bulamayacağız. Tek hamimiz ve himayemiz mutlak kudret ve kuvvet sahibi Allah’tır (c.c.) Ne Doğu ne Batı! La Şarkıyye La Garbiyye! İlla İslamiyye! İlla İslamiyye! İstiklal şairimizin de dediği gibi; ‘’Allâh’a dayan, sa’ye sarıl, hikmete râm ol! Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol!’’ 

’Allah’ımız, azgınlaşmış düşmanlarımıza karşı hepimize basiret, feraset, hikmet ve uhuvvet lutfetsin. Hakk’ı Hak görüp uymayı, batılı da batıl görüp kaçınmayı ve korunmayı ihsan buyursun. Amiin.” 

“Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden, âlemlerin, bütün varlıkların mürebbisi, sahibi Allah’a hamdolsun. Sınırsız Rahmeti ve engin merhameti ile hayat veren, yaşatan, koruyan, rahmetine, merhametine, lütfuna, ihsanına, hayırlara mazhar eden, Rahmân ve Rahîm olan Allah’a hamdolsun. Herkesin, Allah’tan vahy edilen dinin, şeriatın, İslâmî sorumluluğun hesabını vereceği, yalnız ilâhî mevzuatın yürürlükte olduğu mükâfât ve ceza gününün sahibi, hâkimi - sultanı Allah’a hamdolsun. Allah’ım, yalnız seni ilâh tanıyor, candan Müslümanlar olarak sana teslim oluyor, saygıyla sana kulluk ve ibadet ediyor, yalnız senin şeriatına bağlanıyor, sana boyun eğiyoruz. Gayretimizin, sabırla mücadeleye devamımızın başarıya ulaşması için sadece senden medet umuyor, bize arka çıkmanı istiyoruz. Allah’ım, bizi doğru, muhkem, güvenli, mutedil yolda, İslâmî hayatta büyük hedeflere, hayırlara, büyük mükâfatlara ulaştır, önümüzü aydınlatan bilgilerle donat, bizi sebat ettir.” (Daha önce) Kendilerine nimet verdiğin (hidayet ve hakikate erdirdiğin) kimselerin (Nebilerin, Sıddıkların, Şehitlerin ve Salihlerin) doğrultusuna (bizi yönlendirip yollandır; ama ne olur Yarabbi, Yahudilerin Siyonist kesimleri, işbirlikçileri, tüm şirk ve şekavet ehli olan ve Hakk dini yozlaştıran azgınlar gibi bütün) gazabına (ve kahrına) uğrayanların ve (Hristiyanların zalim emperyalist kesimleri, müşrik takipçileri ve Batı ahlâksızlığının taklitçileri gibi her türlü Hakk’tan ve hayırdan uzaklaşıp) sapıtanların yoluna (kaymamıza fırsat tanıma! Bizleri bütün bâtıl ve barbar yollardan) gayrı (ve ayrı olan İslam’da sabit kıl). (Fatiha Suresi) Amin! 

Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle...

Selam, sevgi ve duayla... 

YORUMLAR

  • 0 Yorum