Ana hayat yasamız Kur’an-ı Kerim, “Mal ve makam kimindir? İlim kime aittir? Ve dünyayı kim yönetir?” sorularına verdiği müthiş cevaplar karşısında İslam’a teslim olup, âşık olmamak mümkün mü?
İnsanlık, şeytanların tuzağıyla bu sorulara yanlış cevap vererek 2 bloğa ayrıldı!
Bir grup “Her şey devlete aittir” düşüncesiyle komünizm dinini seçerken diğer bir grup da “Dünya mal, makam ve ilim benimdir benim!” diyerek kapitalizm dinini tercih etti!
İslam Dini ise “Mal, makam ve dünya her şey sadece Allah’ındır! Ve bunları kullarına emanet etmiştir. Ve bu emanetlerin hesabını kullarından sormakta ve ahirette de soracaktır!” inancıyla fert ve toplumların egoizm, pragmatizm hastalıklarını tedavi etmekte ve merhametli, paylaşımcı ve sevgi dolu bir toplum oluşturmayı hedeflemektedir!
Ticarette güçlü olanlar ilmi, ilminde güçlenenler de teknolojiyi ele geçirirler! Teknolojide güçlenenler de önce ülkesinde iktidara ulaşmayı, sonra dünyada süper güç olmayı başarırlar!
Bu gerçek apaçık ortadayken, sahipsiz ve vurdumduymaz nemelazımcı Müslüman coğrafya işgal ve zulümlere karşı sadece ağlamaya ve pansuman tedbirlerle oyalanmaya devam ediyor!
Ticaret, ilim ve iktidar sahiplerinin çoğu ise eğlence ve israflar içinde şımararak hayatlarına devam ediyor!
Ticaret, elim ve siyaset, yeryüzünde ve bilhassa halkı Müslüman ülkelerde mumla aradığımız hak, adalet, emanet, ehliyet, sadakat ve güzel ahlak ilkelerinin yeniden hâkimiyeti için birer vasıta olması gerekirken hâlâ dünyevi çıkarların vasıtası olmaya devam ediyor!
İşte aramızda durdurulamayan kavgaların, ayrılıkların, entrikaların ve ayak oyunlarının ana sebebi bu hastalıklarımızdır!
Yani, mal ve makamları kendimize ait görme hastalığı! Emanetlerin gerçek ve tek sahibi Allah’ı ve yolu İslam düzenini terk hastalığı! Kapitalizm ve komünizm putlarıyla Allah’a şirk koşma hastalığı!
Bu hastalıkların tedavi edileceği bir fırsat ayındayız. Evet, maddi ve manevi hastalıklarımızı tedavi edeceğimiz bir rahmet ayındayız. Kibir ve egolarımızı, cimriliğimizi ve bencilliğimizi sevgi, merhamet, zikir, salavat, dua, namaz, oruç, zekât ve emanetçilik ilaçlarıyla tedavi etmeliyiz!
Zalim kâfirlerin her türlü zulüm ve şerlerinden kurtulmak istiyorsak, nefsine, nesline, ehline ve ülkesine zulmeden zalim müminlerden olmamamız gerekiyor!
Nasıl mı haftaya inşallah!
Haydi! Sadece Allah’a kul ve Resulullah (s.a) Efendimize ümmet olmak için dünya nöbetini beraberce devralma adına imani, ihvani, insani ve vicdani göreve!
Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah (c.c), bu niyetimizin gerçekleşmesi uğrunda daim yar ve yardımcımız olsun!
Selam, sevgi ve duayla.
YORUMLAR