Depremler ve Dersler!
Reklam
ŞEVKİ YILMAZ

ŞEVKİ YILMAZ

ŞEVKİ YILMAZ

Depremler ve Dersler!

27 Eylül 2019 - 07:05

Bismillahirrahmanirrahim

Yaratıcımız, Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allahımıza hamd; Başöğretmenimiz, Önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehlî Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olanlara, Din ve Vatan muhafızı Şehid ve Gazilerimize salat ve selam olsun!

Kıymetli kardeşlerim;

Dünkü İstanbul depremi sebebiyle Önemine binaen 2011 yılında kaleme aldığımız “Depremler ve Dersler!” başlıklı yazımızı düzelterek ilavelerimizle yeniden yayınlıyoruz!

Allah (c.c), kaldıramayacağımız deprem, sel, hastalık gibi afetlerle bizi imtihan eylemesin.

Yeniden İstanbul Merkezli Maddi Depremlerle imtihandayız. Allah (c.c), Ailemizi, evlerimizi ve Vatan evimizi her türlü bela ve musibetlerden, sivil ve silahlı işgallerden muhafaza buyursun!

Yüz yıl evvel Hilafet (Dünya Liderliği) Merkezimize ve İslami Medeniyetimize yapılan devrim depremleriyle Müslüman coğrafyası tarumar oldu. Yüz yıldır Deccalların enkazlarında yok mu bizi kurtaran diye feryat ediyoruz! Ahlaki depresyonlarla, yıkılan yuvalarla bu Manevi depremler zaten aralıksız gece ve gündüz devam ediyor!

Bu maddi ve manevi depremlerden alacağımız derslere gelince;

“DEPREMLER VE DERSLER!”

Deprem, sel gibi afet ve felaketlerin sorumlusu Allah (cc) değildir. Allah (cc) kullarına zulmetmez ve zulmü de asla sevmez. Kendi ellerimiz ve eylemlerimizle yaptıklarımızın bedelini ödüyoruz. Tabii ki kurunun yanında yaş da yanıyor. Bir trafik kazasında otobüs uçuruma düştüğünde yolcular içinde bebek de olur, yaşlı da, suçlu da olur suçsuz da. Yaratıcımız, yaşatıcımız, yöneticimiz Allah (cc) dünya evini ilk insan Hz. Adem (as) ve evlatlarına sağlam ve mükemmel olarak teslim etti. Karasıyla, deniziyle, havasıyla ve ormanlarıyla tüm canlılara mükemmel bir sofra kıldı. Ancak sonradan; “İnsanların bizzat elleriyle (bilgisizce) işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ki; Allah da, belki (hatalarından ve yanlışlıklarından pişman olup) geri dönebilsinler diye işlediklerinin bir kısmının (cezasını) onlara (dünyada) tattırıyor.” (Rum S.41) ayeti kerimesinde haber verildiği gibi, dünyanın; yani hava, deniz ve karaların düzeninin bozulmasına sebep olan kendi ellerimiz ve eylemlerimizdir. Aynı zamanda ellerimizle iş başına getirdiğimiz geçmiş iktidarların gaflet, ihmal ve ihanetleridir! Ve yanlış yapılanmaya ve kaçak inşaatlara göz yuman belediyelerimizdir.

Demirinden, çimentosundan, betonundan çalarak inşaat yapan müteahhitlerimizin, mühendislerimizin elleriyle yaptıklarının bedelini acılarla ve “Yok mu beni kurtaran” çığlıklarıyla ödüyoruz..

Bu ahlaki bozukluğun zeminini hazırlayan ise, ahiret hayatındaki büyük buluşma ve duruşma gününü unutturan ve İslam insanı yetiştirtmeyen, materyalist ve çarpık eğitim kurumlarımızdır.

Açlık, sefalet, deprem, sel, tsunami, terör gibi afetlerin ve felaketlerin baş sorumlularından biri de, ihmallerimiz ve hatalarımız neticesinde dünyanın nöbetini ellerimizle teslim ettiğimiz yeryüzünün emperyalist süper bozguncu terörist devletleridir. “Yeryüzü ıslah edildikten sonra (dünyanın) düzenini bozmayınız” ilahi mesajının ihtarına uymayan başta İsrail, Amerika, Rusya ve Çin gibi devletlerin petrol ve madenler uğruna başlattıkları savaşların bedelini tüm insanlık zelzele, sel ve terör gibi afetlerle ödemeye devam ediyor. Okyanuslardaki atom bombası denemeleriyle, dağlara ve ovalara fırlattıkları füzelerle, yeraltındaki petrol denizlerini (fay hatlarını) harekete geçirerek deprem ve tsunami gibi felaketlerin tetikçisi olmaya devam ediyorlar.

Ayrıca Amerika’nın HAARP teknolojisiyle dünya üzerindeki depremleri tetikleyebildiği ve teknotik saldırılar oluşturduğu iddiaları da yabana atılmamalı, bağımsız kaynaklarca bu iddialar mutlaka araştırılmalıdır.

Bu konu uluslararası platformlarda mutlaka gündeme getirilmelidir. Unutmayalım ki “duman olmayan yerden ateş çıkmamaktadır!” Kimyasal atıkların ve bir moda uğruna kullanılan parfüm gibi kozmetik sanayiinin saçtığı zehirlerin dünyanın üst çatısı olan ozon tabakasında açtığı delikler sebebiyle tüm kıtalarda mevsimlerin değişmesi ve hastalıkların ve afetlerin artması belasıyla karşı karşıyayız...

Acil çıkarılacak yeni bir imar yasasıyla hükümetler ve belediyeler çarpık yapılaşmaya derhal son vermelidir. “Komşunuzun güneşini ve rüzgârını kesen evler yapmayınız! Sokak yollarınızı geniş tutunuz” hadis-i şerifindeki Peygamber Efendimiz’in (sav) tavsiyelerine mutlaka uyulmalıdır. Yeni yapılacak üç kattan fazla binalara mutlaka tünel kalıp şartı getirilmelidir. Ağaç ve çelik bina yapımı ucuzlatılarak teşvik edilmelidir. Ormanlar kesilerek (elli yıl evvel Rize ve diğer şehirlerde çay ekim alanları oluşturmak amacıyla olduğu gibi) yeni heyelanlara yol açılmamalıdır. Heyelan bölgelerine ağaç dikilerek ormanlaştırılmalıdır.

Ve dünyayı savaş ve işgallerle tahrip etmeye devam eden süper fitne devletlerden, dünya nöbetini devralacak güçlü bir Türkiye’yi kardeşçe hep beraber yeniden inşa etmeliyiz. Deprem, sel, trafik ve yangın gibi afetlerde ölen mü’min şehittir inancıyla Gölcük, Van ve vs. depremlerde ve tüm afetlerde hayatlarını kaybeden şehitlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Her zaman olduğu gibi afet ve felaketlerde yekvücut olan yardımsever kadirşinas tüm halkımızı tebrik ediyorum.

Yaratıcımız, koruyucumuz ve kurtarıcımız Allah (cc) yar ve yardımcımız olsun. Yaşanan bu acılardan ders alarak maddi ve manevi tedbirleri almayı cümlemize nasip etsin. Amin.

İlim, İman ve Terbiyeyle oluşacak ahlak ve İrfan toplumuyla; fethin sembolü Ayasofya’mızın açılması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız kutlu olsun.

NOT: 1 Ekim SALI AKŞAMI SAAT 20.30’da Akit TV ve Kanal 68 TV’de yayınlanan, Bülent Deniz’in hazırlayıp sunduğu MİLLİ DİRİLİŞ’TE buluşmak üzere.

Selam, sevgi ve duayla...

YORUMLAR

  • 0 Yorum