Sünnetullah’tır! Din-i Mübin’i İslam’a hizmet yolunda Tevhid Mücadelesi veren başta Allah’ımızın elçisi Peygamber Efendilerimiz (cümlesine selam olsun) olmak üzere, gerek ulemadan ve gerekse ümeradan ya da hiçbir dünyevi sıfatı olmayan muvahhid Müslümanlar ya yok sayılmışlar, ya hakarete uğramışlar, ya iftiralara maruz kalmışlar ya da suikastlarla devre dışı bırakılmak istenmişlerdir. İzinden gitmekten şeref duyduğumuz, uğruna canlar feda Efendimizin (sav) arz ettiğim ve etmediğim nice yöntemlerle mücadelesinin baltalanmak istendiği ise malumunuzdur.
Şanlı Tevhid tarihimiz, Hakk’a hizmet yolunda nicelerinin; sürgünü hicret, zindanı uzlet ve suikastı şehadet olarak kucakladığı güzide örneklerle doludur! Ülkemizin yakın tarihinde de kendilerini, kendimiz için örnek aldığımız nice gönül, fikir ve dava adamları malum yöntemlerle tasfiye edilmişlerdir ve yarın da tasfiye edilmek isteneceklerdir. Tevhidi mücadele bir bayrak yarışıdır. Elden ele, gönülden gönüle kutlu bir yürüyüştür.
Davamız ise önüne set çekilemez devasa bir nehir gibidir! Biz de bu nehirde çakıl taşı olabilirsek “ne mutlu” bize diyerek hamd edenlerden olmaya talibiz!
Allah (c.c)’ın çağlar üstü İslami İlkelerine “Orta Çağ” karanlığı diyebilecek kadar gözü dönmüş din ve devlet düşmanları ve onların taşeronlarıyla işbirlikçileri dün; dava adamlarını övdüler mi ki bugün onların yolundan gitmeye gayret edenleri övecekler ya da alkışlayacaklar? Ya da methedecekler? Öyle olsa imanımızı tazeleriz! Ve “Biz, ne günah işledik ki İslam Medeniyetimizi devrimlerle deviren Devrimci çağdışı yobazlar bizi övüyor?” diyerek tövbe ederiz.
Allah’a, Resulüne ve Dinimiz İslam’a saldıranların bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Ülkemizi bölerek işgal edilmesi için askerlerimizi, polislerimizi, ırk, din ve mezheb ayırmadan vatandaşlarımızı kalleşçe katleden kan içici teröristlerin ve terörün her çeşidine çekinmeden destek veren hainlerin ve gafillerin bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Dinimiz ve namuslarımızı muhafaza ve müdafaa uğruna şehid olan kahraman şehidlerimizin yakınlarına sövenlerin bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Doğu Roma Zulüm İmparatorluğunu yıkarak bir çağ kapayıp yeni bir çağ açan İstanbul’un Fethine “Zulüm 1453’te başladı!” diyerek Fethi Mübin’e ve Fatih’e saldıranların bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Anadolu Kapılarını İslam Medeniyetine ve torunları bizlere açan Atamız Sultan Alparslan’dan ve Malazgirt Zaferi’nden rahatsız olanların bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Allah’ımızın yardımıyla Çanakkale’yi geçilmez yapan ecdadımızı rahmetle anacakları yerde dedelerimizin katilleri Avustralyalı katil Anzakları her sene törenlerle ananların ve Milli zaferimizden rahatsız olanların bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Son yirmi yılda yapılan hızlı tren, yollar, otobanlar, tüneller, barajlar, köprüler, havaalanları, modern hastahaneler v.b devasa hizmetlere şimdi de İstanbul Boğazı’nın emniyetini ve trafik rahatlatmasını sağlayacak Kanal İstanbul’a karşı yeniçeriler gibi “İstemeyuz!” diyerek savaş açan mandacıların bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Namuslarımızın, canlarımızın, mallarımızın kaskosu yani teminatı olan Milli Savunma Sanayimizin güçlendirilmesine, kendi savaş gemilerimizin, pilotsuz savaş uçak ve tanklarımızın yapılmasına savaş açarcasına karşı çıkan içimizdeki uşakları mandacıların bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Yıllarca “saldım çayıra Mevla’m kayıra!” sorumsuzluğuyla içimizdeki satılmışlar eliyle terk edilen Akdeniz, Karadeniz, Libya ve Misak-i Milli Sınırlarımızda olan Suriye ve Kuzey Irak’taki varlığımıza, doğalgaz ve petrol çalışmalarımıza şiddetle karşı çıkarak, “buralarda ne işimiz var?” diyenlerin bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Ana Yasamız Kur’an-ı Kerim’in, “Şeytanların kimin üzerine indiğini size haber vereyim mi? (Bu şeytanlar) (gerçeği tersine çevirerek) pervasızca yalan ve iftira düzmekten çekinmeyen, günaha (ve riyakârlığa) yönelen herkese inerler. (Onları hayali kuruntulara sevk ederler.)
Böyleleri zaten hep şeytanların aldatıcı vesveselerine kulak verirler. Onların çoğu başkalarına da yalan söylerler. (Şuara 221-223) İlahi Mesajıyla haber verdiği ahlaksız, fitnebaz, dolambaz ve kaya kalpli yobaz tiplerin sosyal medyanın cımbızlama yoluyla ve salyalı ağızlarıyla bizlere saldırmaları sadece imanımızı, mücadele aşkımızı ve azmimizi artırmaktadır elhamdülillah!
Birçoğunun yalan ve iftiralarla aldatıldığına inandığımız saldırganların nefislerini ıslah edip tövbe etmeleri için Allah’ımıza duacıyız. Aksi halde Hâkimi de Şahidi de bizzat Allah’ımızın olacağı ve gerçeklerin ortaya çıkacağı o Büyük Mahkemedeki buluşma ve duruşma gününde hesaplaşmadan kim kaçabilir ki?
Bu sebepledir ki; dün olduğu gibi bugün de yarın da zalimlerin, müfterilerin hainlerin ve gafillerin saldırılarına baş eğmedik ve asla baş eğmeyeceğiz! Çünkü “Allah sadece doğrularla ve O’nu görüyormuş gibi O’na kulluk eden Muhsinlerle beraberdir!” Amiin.
Selâm, sevgi ve duayla...
YORUMLAR