Bismillahirrahmanirrahim
Bizleri; yeryüzünün en üstün ve en şerefli varlığı, insan olarak yaratan, akıl nimetiyle donatan, sayısız nimetlerinin en üstünü, Müslümanlardan kılan ve kurduğu dünya ve diğer âlem sofrasında sayısız nimetleriyle yaşatan, tüm nimetlerinin hesabını hepimize bir nefes yakın olan ölümümüzle başlayan kabir hayatımızdan itibaren ahiretin büyük buluşma ve duruşma gününde soracak olan yaratıcımız, yaşatıcı ve yöneticimiz Allah’ımıza hamd, eşsiz önderimiz, sevgili Resulümüz Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimize, tüm Resul Efendilerimize, izinden gidenlere, Ehl-i Beyti’ne, ashabına, canımız ana ve babamıza, hocalarımıza, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılâbı İslam’a tabi olan mümin kardeşlerimize, din ve vatan muhafızı şehit ve gazilerimize
Ana hayat yasamız Kur’an-ı Kerim’deki bir surenin ismi olan Kureyş, eşsiz önderimizin Mekke-i Mükerreme’deki kadim aşiretinin ve şehir devletinin adıdır! Sevgili Resulümüz; “Tüm insanlar Kureyş’e tabidir! (Davranış, karakter, metot ve model olarak); tüm Müslümanlar Kureyş’in Müslümanlarına, tüm kâfirler de Kureyş’in kâfirlerine tabidirler!” buyurduğu mesajında bizlere, dünya ve ahiretteki dostlarımızı ve düşmanlarımızı veciz bir ifadeyle tanıtmaktadır!
İzinden gideceklerimizin, alkışlayacaklarımızın, beraber olacaklarımızın, dost ve düşmanlık edeceklerimizin modeli Kureyş’tir! Kıyamete kadar tüm Müslümanlar, tüm amel, ahval ve ahlâkımızda dost ve düşmanları tespitimizde Kureyş Müslümanlarının temsilcileri, başta önderimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Efendimiz olmak üzere, Ehl-i Beyt’ine, Raşid Halifelerimize ve ashab Efendilerimize uymak mecburiyetindeyiz!
Ve kıyamete kadar tüm kâfir ve zalimler de, azılı kâfir ve zalim Ebu Cehil, Ebu Leheb gibi zalimlerin yolundadırlar! İşgal, işkence, tecavüz, soykırım vs... zulüm modellerini o zalimlerden alırlar ve almayada devam edeceklerdir!
“Ebu Leheb ölmedi! Netanyahu, Esad, Putin, Biden ve benzeri zalim isimleriyle kıtalar dolaşıyor!” Dün Roma, Bizans, Moğol, Pers, bugün İsrail, İngiltere, Çin, AB ve ABD, Rusya vb. zalim senaristler değişti ama zulüm ve çeşitleri asla değişmedi!
Zamanın zalimlerinden hain baba ve oğul Esad’ın zulüm iktidarı planlı ve düzenli halk organizasyonuyla yıkılınca İslami ilkeleri unutan bazı kardeşlerimiz; “Şam’ın düşmesi, Siyonist İsrail planıdır!” diyerek “İşte Allah, dilediğini yardımıyla böyle güçlendirir. Hiç kuşkusuz bunda, akıl ve gönül gözüyle hakikati görebilenler için Allah’ın kudret, hikmet ve adaletini gösteren nice deliller, nice ibretler vardır. (Ali İmran, 13)” ilahi planını nasıl unutabiliyorlar! Nasıl?
Bire gafil kardeşlerim! Zalimin ırkı, dini, mezhebi ve meşrebi mi olur? Bizim zalimler! Onların zalimleri diye zulümde ayırım mı olur?
Guatemala, Tel Aviv, Moskova, Kaşgar, Delhi ve Arakan vb. cezaevlerinde (ölüm hanelerinde) yapılan insanlık dışı işkencelerle Şam ve hâlâ devam eden Kahire, Bağdat ve Tahran cezaevleri (ölüm hanelerindeki) işkencelerin arasında ne fark var ki? Alçak, kâfir ve zalim canavar Esad’ın düşürülmesine hangi imanla ve hangi insafla, hangi vicdanla üzülüyorlar! Hele hele ölüm haneye dönen insanları pres makinelerinde pestil gibi ezen namus abidesi hanım kardeşlerimizi alçakça tecavüz edip hamile bırakan zindanlardaki görüntüleri gördükten sonra vicdanı sızlamayanlar da zerre iman ve zerre vicdan olabilir mi?
Buna ay tutulması gibi akıl ve ahlâk tutulması denmez mi?
Asr-ı Saadet’teki Kureyş’in Müslümanlarına tabi olan günümüz Müslümanlarına Allah’ımız: “Dünyada iken zalim (ve kâfir) olan kimse(ler) o ahiret günü; ellerini (pişmanlıktan hınçla) ısırarak: "Ah keşke, (ne olaydı, dünyada Hakk) elçiyle beraber bir yol edinmiş olsaydım (da bugün cehenneme atılmasaydım)" "Eyvah bana! Ne olurdu, keşke ben filan (fasık, facir, hain ve zalim kişileri) dost edinmeyeydim (hainlerin ve zalimlerin peşlerine gitmeyeydim)." "Uyarı ve öğütlerle dolu olan Kur’an tam da bana ulaşmışken, beni nasıl da ondan saptırdı!" İşte şeytan, insanı en zor anında böyle yapayalnız ve çaresiz bırakır! Şeytan, şeytan tıynetli ahlâksız azgınlar ve şeytanî güçler insanı yüzüstü bırakıp rezil ediyor!” (Ana Yasamız Kur’an-ı Kerim, Furkan Suresi 27-28)
İlahi mesajlarında biz Müslüman kullarına dostlarımızı ve düşmanlarımızı seçmede çok dikkatli olmamızı emretmiyor mu?
Cezaevi ölüm hanelerinde hâlâ mazlum halklara işkenceye devam eden Kahire, Tahran, Bağdat, Duşanbe, Bişkek, San’a ve diğer halkları Müslüman ülkelerdeki zalim yöneticilerine imani ve insani uyarımızdır: “Ey zalim yöneticiler! Almayın mazlumların ahını, vallahi billahi Şam gibi çıkar aheste aheste!…”
Ey zalimler ve zulme destek verenler! Aynı acı sonu yaşamak istemiyorsanız, biliniz ki yıllarca ensarlık yaptığımız muhacir mazlum Suriye halkı kardeşlerimiz, sizin gibi zalimlerden tarihi kıyamlarıyla istiklallerine ve vatanlarına kavuştular, elhamdülillah!
Darısı mazlum Filistin halkına! Darısı mazlum Mısır halkına! Darısı mazlum Irak halkına! Ve Yemen vs... diğer mazlum halklara!
Ve tebrikler zalimlerin hasmı, mazlumların hamisi ve abisi Türkiye’m! Tebrikler Âlicenap milletimiz!
Ve ayrıca; Mazlumların hamisi, zalimlerin hasmı tüm Müslüman kardeşlerimize MANİ ve VİCDANİ acil çağrımızdır!!!
Zerre imanı ve vicdanı olan, Suriye kasabı şerefsiz Esad canavarının mazlumlara yaptırdığı ve aşağıda videosunu sunduğumuz asrın en büyük işkencelerini ve katliamını destekleyemez!
Ve zerre imanı ve zerre vicdanı olan, bu zalimlerin zulmünden ırzlarını, namuslarını ve canlarını korumak için ülkemize hicret eden mağdur ve mazlum muhacir kardeşlerimize hainlik ve düşmanlık edemez! Ve ilgisiz kalamaz!
İmanımızın ve insanlığımızın gereği, 12 yıldır muhacir kardeşlerimize sahip çıktık! Şimdi de sevinçle ülkelerine dönüyorlar! Ve tam iktisadi ve siyasi istiklallerine kavuşuncaya kadar, başta Diyanet Vakfımız olmak üzere tüm milli STK’lar olarak maddi ve manevi yardıma devam edeceğiz, inşallah!
Haydi! Suriye’nin yeniden inşası ve kardeşlerimizin iskânı, ibate ve iaşeleri için yeniden seferberliğe!
“Ey Rabbimiz olan Allah’ımız! Güç yetiremeyeceğimiz kulluk sorumluluğunu bize yükleme!
Bizim eksikliğimizden ve irademizin zayıflığından kaynaklanan sebeplerle, başarmakta zorlanacağımız, altından kalkamayacağımız ağır sorumluluklarla, dehşet verici belâ ve imtihanlarla yüz yüze getirme bizi, ya Rabb! Günahlarımızı bağışla, bizi affet, bize merhamet eyle! Sensin bizim Mevla’mız, bizi düşmanlarına karşı koruman altına alacak yegâne efendimiz ve gerçek dostumuzsun! Senin İslami hayat düzenini ve sonsuz güç ve otoriteni inkâr eden kâfir ve zalim topluma karşı bize yardım eyle, ya Rab! Âmin.”
Nefsimizde, ailemizde ve ülkemizde "İslam Sözleşmesi'nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın, Osmanlıcamızın özgürlüğü ve tatil olması dileğiyle Cuma Bayramımız mübarek olsun! Âmin.
Selam, sevgi ve duayla
YORUMLAR