Bismillahirrahmanirrahıım
“Kadın ve Erkek Haklarını da Hayvan ve doğa haklarını da Avrupa değil, sadece Yaratıcımız Yaşatıcımız ve Yöneticimiz Allah belirler! Ve gönderdiği tek Din İslam ile tüm haklar belirlenmiş ve koruma altına alınmıştır! “Tek dişi kalmış Canavar”ların tuzak Sözleşmelerine ihtiyacımız yoktur!” inancıyla Kostantıniyye Sözleşmesinin hizmetkârlığından ve köleliğinden bizi beraat ettiren Allah’ımıza hamd olsun. Eşsiz Önderimiz, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a) Efendimize, tüm Peygamberlerimize, izinden gidenlere, Ehl-î Beyti’ne, Ashabına, canımız Ana ve Babamıza, Hocalarımıza, Din ve Vatan muhafızı Şehidlerimize ve Gazilerimize, Allah (c.c)’ın ilke ve inkılabı İslam’a tabi olan tüm kardeşlerimize salat ve selam olsun!
Allah’ımızın “iman edin” emrine tâbi ne varsa, akabinde en ciddi müessese Ailedir! İman, Amel ve Ahlak temelleri üzerine inşa edilen Aile küçük bir Devlet’tir!
Aile çadırının direği olan Hayme Anaları koruyamayan ve yetiştiremeyen Ailelerle beraber Devletler de ahlaken çökerler! Ve zaman içinde tarihten silinirler!
Bugün cinsi sapıklığı çağdaş gören emperyalist devletlerin tamamı sevgi, saygı, merhamet, huzur ve namus nimetlerini kaybettikleri için ahlaken çökmüştür! Sadece silah ve sömürü gücüyle ayakta durmaktadırlar!
“Tevhid-i Tedrisat” Devrim ihanetiyle gerçekleştirilen Kız ve Erkek karma eğitim, aile yuvalarımızı yıkmak ve Devletimizi yok etmek isteyenlerin en büyük şeytani tuzaklarındandır!
Kadının Eş ve ev istihdamı yerine iş istihdamıyla uğraştırılması sadece Ülkemizin dâhili ve harici düşmanlarının işine yaramaya devam ediyor!
Kentsel Dönüşümüze emek sarf ettiğimiz kadar Gençsel dönüşüm (Dindar Nesil) Projesini hayata geçiremezsek Üniversitelere ve Kandil Dağı’na eylemci terörist, Cezaevlerine Mahkûm, Hastahanelerimize uyuşturucuya bağımlı ve buhranlı hasta gençler yetiştirmeye devam edeceğiz?
İngiliz Casusu Hempher, Eşsiz İslam Medeniyetinin nurlandırdığı Osmanlı’da 3 güzel ahlak gördüğünü itiraf ederek diyor ki;
“- Edirne’den Kars’a giden bir Osmanlı vatandaşı elindeki kıymetli eşyalarını mahalle camisinin arka mahfeline koyar 3 ay sonra geldiğinde emanetlerini aynı yerden alırdı!..
- İstanbul’un belirli semtlerinde hayır dibek taşları konulur buralara zenginler hayır hasenatını dibeğe bırakır, Fakir, akşam evine dönerken bir ekmek parası alır diğerlerine dokunmazdı !..
- Satın aldığı tarladan çift sürerken bir küp altın çıkınca araziyi satan adama bir küp altını geri vermeye kalkar. Ama satan “Ben tarlanın altını üstünü sana sattım” deyip kabul etmezdi!..”
Çok ama çok özlediğimiz İslam Dinimizin en güzel ilkesi olan bu “Güzel Ahlak Medeniyeti” gerçeğinin geçmişte kaldığı çok karanlık bir dönemdeyiz!
10 sene İstanbul medreselerinde Arapça okuyup, hafızlık yapan, İngiliz casusu Hempher; Aile ve Devleti çökertmenin metotlarını şöyle sıralıyor:
- Evlilik dışı yaşamayı yaygın hale getirmek!
- Boşanmaları yaygın hale getirmek!
- İçki kumarı yaygın hale getirmek.
- “Sana ne!” fikrini ortaya atmak!
- Faizle milleti borçlandırıp uyuşturmak!
- İyiliği emir, kötülüğü men etmeyi ortadan kaldırmak.
- Kur’an Şeriatı deyip Hz. Muhammed’i devre dışı bırakmak.
- Hadislere “uydurma” fikrini ortaya atmak.
- (Kur’an ve Sünnet çizgisindeki) Mezhepleri yok saymak.
- Hadis ve fıkıh ilmini ortadan kaldırmak…”
Bu karanlık ve kirli planları bir kez daha okuduğumuzda aklımıza gelen ilk soru; Asırlık bu ve benzeri ihanet ve yanlışlardan ne zaman dönülecektir? sorusudur.
Sonsuz Ahiret hayatını unutturan ve geçici Dünyayı köle ettiren bu Materyalist maddeci eğitim zehirleriyle hastalanan gençlik eliyle İktidardan devrilince mi!?
Unutmayalım ki; Aile yoksa Devlet, Devlet yoksa Aile yoktur!
Allah (c.c), Ramazan-ı Şerif Ayımızın rahmeti ve mağfireti hürmetine içimizdeki hesabı nifak ehlinin Siyasetteki ve Bürokrasideki uzantılarını ferasetimizle def edip, Din ve vatansever hasbilerle bu oyunları bozarak basıret ve meşveretle yola devam etmeyi hepimize lutfetsin. Amiin.
Perşembe Akşamı Saat 22.00’da Sosyal Medyamızda ve Kanal 68 TV’deki Canlı Yayın sohbet ve dualarımızda buluşmak üzere Allah (c.c)’a emanet olunuz!
Nefsimizde, Ailemizde ve Ülkemizde “İslam Sözleşmesi ”nin uygulanması, Mescid-i Aksa’mızın özgürlüğü, tatil olması dileğiyle ....
Selam, sevgi ve duayla.
YORUMLAR