Toplum olarak maalesef ötekileştirmeye doğru yol alıyoruz… Bunun önünü kesmek için köylüyle kentliyi bir şekilde buluşturmanın yollarını aramalıyız… Nasıl mı? Bölgemizde geçimini çiftçilikle sağlayan üretici köylülerimizi kentliyle bir araya getirmek için birtakım projeler üretip, zaman kaybetmeden uygulamaya geçirebiliriz…
İşe, “kadınlar pazarı” diye adlandırılan yerlerin adını değiştirerek başlamalıyız… Bu konuda yerel yöneticiler kendi belediye meclislerinde karar alarak kadınlar pazarının adını “köylü üretici pazarı” olarak değiştirebilirler… Öte yandan yakın ilçe belediyeleri tespit edecekleri ortak bir yerde köylü üretici pazarını hizmete açabilirler… Belirlenen günlerde kurulacak olan pazara, ilçelerden ve hatta diğer ilçelerin köylerinden gelecek üretici köylüler, taze ve doğal ürünlerini getirip gönül rahatlığıyla köylü üretici pazarında satabilirler… Bu proje sayesinde hem köylü çiftçimize destek vermiş hem de doğal ve katkısız beslenmek isteyen kentli vatandaşlarımızın isteklerini yerine getirmiş ve dahası köylü ile kentliyi ortak noktada buluşturmuş oluruz…
Bir belediye başkanımız çıkıp, “Kent olarak kadınlar pazarının adını bundan böyle köylü üretici pazarı olarak değiştirdik. Köylü üreticilerimizin ortak olduğu köylü çiftçi kooperatifini kurduk. Kooperatife üye olan çiftçilerimiz kendi ürettikleri sebze ve meyveler ile hayvansal ürünlerini köylü üretici pazarında gönül rahatlığıyla satabilecekler. Doğal ürünlerin yanı sıra organik ürünler için köylü üretici pazarında ayrı bir bölüm açtık… Bu sayede köylü üreticilerimiz kentin cadde ve sokak aralarında, kaldırım başlarında sebze, meyve ve hayvansal ürünlerini satmayacaklar. Onlara düzenli bir ortam sağladık…” deseler fena mı olur...
Bölgemizdeki üreticilerimizin çoğu Ziraat Odasına kayıtlı… Bu üreticilerimizin aynı zamanda kurulan “köylü çiftçi kooperatifi” üyesi olduğunu düşünürsek, elinde bulundurdukları Ziraat Odası ve kooperatif üyeliği kartıyla belediyeler tarafından açılan köylü üretici pazarında ürettikleri hayvansal ve bitkisel ürünlerini aracısız doğrudan ihtiyaç sahiplerine satabilseler, şehirde yaşayanlar aldıkları doğal ve organik ürünleri sağlıklı bir şekilde tüketerek, köylü üreticilere de destek olmuş olsalar fena mı olur… Ve köylü üretici pazarı kurup, yukarıda bahse konu ortamı sağlayan belediye bakanlarına teşekkür etseler güzel olmaz mı?
Bereketli topraklarımız tekrar canlansa, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi; “Köylü Milletin Efendisidir” gerçeğini bir daha yaşasak iyi olmaz mı? Millet ve bölge insanı olarak Gazi’nin bu sözlerinin hafızalarımızdan silinmemesi için elimizden geleni yapsak, köylümüz toprağını tekrardan kazandığında, bölgemizin ve ülkemizin de kazanacağını bilsek… Bu sayede köylü ve kentliyi ötekileştirmeyip, ortak bir noktada buluştursak… Ne dersiniz?
Sağlıklı, mutlu, huzurlu ve sevgi dolu bir yıl geçirmeniz dileğiyle tüm okuyucularımın yeni yılını kutluyor, esenlikler diliyorum…
YORUMLAR