Çocukluğumuzda duyduğumuz ve sadece yerli malı haftalarında hatırladığımız Yerli kelimesini, günümüzde bilgi işlem konusunda bir açıktan bahsedilse aman Yerli ve Milli Yazılım diye tartışır olduk.
Ülkemizde kurumlarımızda ve evlerimizin 96’sında bilgisayar mevcuttur. Bu bilgisayarlarda gene aynı oranlarda yabancı kaynaklı sistemler kullanılmaktadır. Hatta bu sistemlerin sözde güvenliğini sağlamak için yine yabancı yazılımlara yüksek bedeller ödemekteyiz. Oysa tüm bu sistemler güvenlik adı altındakiler bile yabancı menşeyli olduğu sürece bu sistemleri bulanların, yazanların insiyatifi kadar güvenlidir. Yani o yazılımları yazanlar isterlerse sizin önemli bilgilerinize kolayca ulaşabilirler.
Yani özetle; kapıyı kilitledik ama anahtarı başkasına verdik.
Elbette bilişim sektörünün gelişmesinin ilk döneminde çağın gereklerine ayak uydurmak adına yurt dışından hazır sistemleri kullanmak zorundaydık. Ancak gelişen ve üreten Türkiye’nin, Avrupa’nın en genç nüfusunu barındıran Türkiye’nin, bir yazılım merkezi olmaması için hiçbir engel yok.
Ülkemizde tasarlanabilecek, üretilebilecek, geliştirilebilecek hiçbir ürünü, yazılımı, sistemi dışarıdan hazır olarak almamalıyız demek ve bu yolun kolay olduğunu söylemek biraz popülist bir yaklaşım olur.
Bu iş bolca sabır ve özveri ister. Belki daha çok zaman, daha çok para harcayacağız, ama mutlaka kendi tasarımlarımızı, ürünlerimizi, sistemlerimizi geliştirmeliyiz.
Peki Milli ve Yerli Yazılımda ülkemizde durum nedir?
Herkes Milli yazılımların kullanılması konusunda hemfikir..
Bir çok kurum bu konuda çalışmakta…
Ama Türkiye’nin bu konudaki ihtiyaçları nedir?
Önceliklerimiz hangileridir?
Ortak çalışma modelleri nasıl olabilir?
Konularında kapsamlı bir planlama olduğunu ben bilmiyorum.
Milli ve Yerli Yazılım Şurası toplanmalı
Bunun çözümü için ise önerim de var naçizane; tüm paydaşların bir arada olacağı, Milli ve Yerli Yazılım Şurasının toplanarak, eylem planı ve öncelikle yol haritasının belirlenmesinin zamanı çoktan gelmiştir.
Yapılacak bu planlama çalışması ile; ihtiyaçların, güçlü ve zayıf yönlerin, destek odak noktalarının ve eylem planının belirlenmesi sağlanacaktır.
Yani kervan yolda dizmek eskide kaldı, bilişim çağında bilişim sektöründen bahsederken, zaman ve kaynakları verimli kullanmak için neyi, ne zaman, kiminle, nasıl yapacağımızı çok iyi bilmeliyiz….
YORUMLAR