Dünyada da ülkemizde de ciddi bir sorun olmaya devam eden ÇOCUK EVLİLİKLERİNİN çözümünün kolay olmadığı bir gerçek. Bu hususta 2004 yılında yasalaşan 5237 sayılı TCK’ nun hassasiyetle uygulanması gerekir. Aflar ve tavizler çözümü zorlaştırır ve geciktirir. Bu nedenlerle yeni tasarıya tümden karşıyım. Ancak siyaset kurumunun talebini de görmemezlikten gelemeyiz.
1926 yılında İTALYAN CEZA YASASININ birebir tercümesi TBMM de kabul edilerek uygulanmaya başladı. İtalya da bile 1981 yılında kaldırılan “TECAVÜZCÜNÜN EVLİLİK ile AF OLMA” yasası bizim 1926 daki Ceza Kanunumuzun 434 maddesi idi.
Atatürk döneminden başlayıp, İnönü, Menderes, İhtilaller, Demirel, Ecevit, Özal,vs sağcısı-solcusu, ihtilalcisi-askeri-sivili, muhafazakarı-demokratı her görüş ülkeyi yönetti. 1926 dan 2004 yılına kadar geçen 78 yılda CEZA KANUNUMUZDA 62 kez değişiklikler yapılmış. Bu değişikliklerin hiç birinde tecavüzcüyle evlenme maddelerine dokunulmamış. Bu gün ağızlarından salyalar akıtarak (özellikle de sosyal medyada) saldıranların da ciddi mana da sesi soluğu çıkmamış. Ta ki AK PARTİ hükümetinin 2004 yılında yasalaşıp 2005 yılında hayata geçen 5237 sayılı TCK nuna kadar. Bu kanunda ise “Tecavüzcüye nikah şartı ile af yolu” tamamen kapatıldı. Üstelik Ülkemizin değil dünyada da ciddi bir sorun olan “ÇOCUK YAŞTAKİ EVLİLİKLERİ “ önlemek için bu tür evlilikleri yapanlar ve yardım edenler CİNSEL İSTİSMAR suçuna dahil edilerek ileri bir adım atılmış oldu.
Gece yarısı operasyonu ile torba yasasına eklenmek istenen kanun tasarısı ile 5237 TCK nuna göre oluştuğu iddia edilen MAĞDURİYETLER giderilmek istenmiş. Mağduriyet oluştuğu kanaati sadece AK PARTİ ve hükümet cenahı ile sınırlı değil. TBMM tutanakları, Meclis Komisyon ve Alt Komisyonlardaki tutanaklarda görüleceğiz üzere CHP de MHP de böyle bir mağduriyetin oluştuğunu ifade ediyor.
Ancak Siyasetçiler “böyle bir mağduriyet var diyorsa” ki meclis komisyonlarında böyle ifadeleri var. Bir kerelik te olsa af düşünülüyorsa önerim şu olacak. “Cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın 16.11.2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçunda….” Bu tasarıda en önemli sorun Fail ve Mağdur tanımında;
i-Fail ve mağdur daha önce hiç evlenmemiş olmalı,
ii-Bu gün itibarı ile fail ile mağdur “resmi evlilik “yapmış olmalı(6 ay-1 yıl öncesi olabilir),
iii-Failin yaşı mağdurun yaşının % 150 sinden az olmalı.
Bana göre en doğru çözüm; Mağdur olduğu düşünüle ailelere fail cezasını çekene kadar SOSYAL DESTEK verilsin.500.000 kişiye bakım parası verilen ülkemizde 3000 kişiye verilmesinin ne mahzuru var?
Amacımız üzüm yemek ise her zaman çözüm üretilebilir. Ancak amaç bağcı dövmek ise buna geleceğimiz olan çocuklarımıza yapılan CİNSEL İSTİSMARLARI alet etmeyelim. 79 sene sesini çıkarmayan siyasiler ve STK lar bu vesile ile yine BAĞCI DÖVME derdinde. İktidarların icraatlarını muhalefet ve kamuoyu denetler. Kamuoyu hassasiyetini SİYASİ İSTİSMARA çevirmeden çözümler üretmek HEPİMİZİN vazifesidir. Ne yazık ki bu konuda da olduğu gibi ülkemizdeki değişimin ve gelişimin yükü “MUHAFAZAKAR KİTLE” olarak tanımlanan insanların omuzunda kalmış durumda.
YORUMLAR