MESLEK ODALARI ÜZERİNDEN "ÇOKLU BARO"
Reklam
Dr. Mustafa Naci Yalçınkaya

Dr. Mustafa Naci Yalçınkaya

Köşe Yazısı

MESLEK ODALARI ÜZERİNDEN "ÇOKLU BARO"

04 Temmuz 2020 - 20:27

TBMM Adalet Komisyonunda görüşülmeye başlamadan önce AVUKATLIK KANUNU ,beraberinde yoğun ve şiddetli bir tartışmayı da gündemimize taşıdı. Aslında bu yola giden TAŞLAR “DÜN” döşenmeye başlamadı. Yolun son TAŞLARI “DÜN” döşendi demek daha doğru olur.

 

Baroların temel kanunu olan 1136 sayılı AVUKATLIK KANUNU  19/3/1969 da yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu güne kadar en sonuncusu   24/10/2019 olmak üzere 30(OTUZ) kez değiştirilen bir KANUN. ÇOKLU BARO tanımlaması ile gündeme gelen değişiklik üzerine yapılan tartışmalar; ÜLKEYİ BÖLÜNMEYE TAŞIYACAK-MAHKEMELERİ ÇOKLU KILACAK-BAROLAR SİYASALLAŞACAK  gibi uç noktalara taşınıyor. Özellikle Ankara-İstanbul-İzmir Baro başkanları “BİZİM TARAF OLMADIĞIMIZ HİÇ BİR DEĞİŞİKLİĞİ  KANUN YAPICI(ki bu TBMM oluyor) yapamaz ve devamında ise biz gündemde olan kanun tasarısı için “hiçbir katkıda bulunmaz TARAFI da olmayız” diyor . Mücadelemizi  “SOKAKLARDA” SAVUNMA DİRENİŞİ olarak yaparız DİYOR.

BU BAROLAR çok basit ve net bir tanım ortaya koyuyor. “BİZİM ONAYIMIZ OLMADAN T.B.M.M  BAROLARLA İLGİLİ KANUN ÇIKARAMAZ.MECLİS ÇOĞUNLUĞU OLSA BİLE KİMSE BÖYLE BİR YETKİ  KULLANAMAZ. VELEV Kİ TBMM BİZİM ONAYIMIZI ALMADAN KANUN YAPSA BİLE BU İŞİN ANAYASA MAHKEMESİ VAR diyerek TBMM üzerinde VESAYETİ OLDUĞUNU iddia ediyor.

 

Temel insan haklarının herkes tarafından yaşanabildiği ülkelerde bu gün tartıştığımız  konu hiç gündeme gelmez bile. Çünkü meslek odalarının birincil görev ve sorumlulukları; Mensuplarının eğitimini, çalışma şartlarını, hak ve menfaatlerini korumak, kollamak iyileştirmektir. Asli görevlerini yerine getirdikten sonra sorumluluk sahibi her vatandaşın yapması gereken işleri de yapabilirler. Özellikle KAMU YARARINA ÇALIŞAN meslek odaları yasaların verdiği yetki-sorumluluk çerçevesinde çalışmalar yapabilirler.

 

Gelelim günümüzde ETKİN OLAN BAZI  BAROLARIN YAPILARINA;

 

*Siyaset yapıyorlar mı?

-En alasını yapıyorlar(Asli işlerini yapanlar için sorun değil yapabilirler. MNY)

 

*İdeolojik yapıları var mı?

-Dik alası var. Bu güne kadar BARO BAŞKAN ve YÖNETİCİLERİNİN hangi siyasi parti-görüşten Milletvekili-Belediye Başkanı-Meclis Üyesi olduklarının envanteri çıkarılsa ÇOK NET görülür.

 

* Baro başkan ve yöneticilerinin siyasi görüşleri çok sesli mi?

-Asla değil.1969’dan günümüze kadar özellikle 3 büyük ilimizin BARO BAŞKAN-YÖNETİCİLERİ aynı siyasi görüşe sahip. Farklı olan tek şey SAHİP OLDUKLARI SİYASİ GÖRÜŞÜN RENK TONU FARKLILIĞIDIR.

 

*Üyelerinin hak ve menfaatleri için ne yapıyorlar?

-Haklarını(!!!) teslim etmek gerek. “AİDAT” toplamakta mahirler. Başkaca yaptıkları bir şey yok.

 

*Mensuplarının görüş ve düşüncelerine saygılılar mı?

-Kendileri ile aynı düşünce yapısında olanlara sorunları yok. Farklı düşünce yapısına tahammülleri yok.

 

*İçinde yaşadıkları milletin değer yargılarına dinine-inançlarına kültürlerine  saygıları var mı?

-Hakaret-aşağılama dahil ÖTEKİLEŞTİRMENİN dibine varmışlar?

 

*Ülkesinin, devletinin , milletinin hak ve menfaatleri konusunda tavırları nedir?

-Bu ülkenin-milletin düşmanlarının yap(a)mayacağı söz ve davranışlar bunların günlük yaşamları haline gelmiştir.

 

*Çoklu BARO sistemi meslek mensuplarının sorunlarını çözer mi?

-Çok zor. Hatta temsil gücünü zayıflatacağı için zarar da verebilir.

 

*Bu gün uygulanan sistem ile yönetimlerde değişme ihtimali var mı?

-Sıfıra yakın bir ihtimalle yoktur.

 

*ÇOKLU BARO ile siyasi-ideolojik-etnik vb özelliklere göre BAROLAR oluşabilir mi?

-Elbette oluşabilir. Lakin tıpkı SİYASİ PARTİLER gibi MERKEZE hitap etmeyen hiçbir BARO uzun yıllar yaşayamaz. Üstelik ÇOKLU BAROLAR kendi düşüncelerine göre AVUKAT yetiştirmediği için var olan avukatlar TAKİYE  yapmadan istediği BAROYA kayıt olabilir. Şeffaflık her zaman iyidir.

 

*Çoklu BAROLARIN faydası var mı?

-Elbette vardır. Var olan VESAYETİN kırılmasına katkı sağlar. Avukatların niteliklerini toplumun öğrenmesini sağlar.

 

Bu güne kadar BAROLAR (MESLEK ODALARI) kuruldukları günden günümüze kadar VESAYETÇİ bir anlayışla yönetilmiş olmaları günümüz YASAMA-YÜRÜTME ERKİNİ alternatif arayışlara itmiştir. Sonuç olarak 50 yıllık geçmişe sahip olan AVUKATLIK kanunu 30 .kez değişmiş. Bir kez daha değişmiş olur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum