Bir kurban bayramını daha idrak ederek geçirdik. Allah kurbanlarımızı da yaptığımız ibadetlerimizi de kabul eder inşallah. Bayram namazı, kurbanların kesilmesi, bayram ziyaretleri arife gününden başlayan mezarlık ziyaretleri ,bayram sabahı ailecek yapılan kahvaltılar, gelen misafirlere ikram edilen kavurmalar-tatlılar vs. Tabi bu anlattıklarımın hemen hepsi bayramı ,sadece “tatil” olarak görenler için bir mana ifade etmediği de hepimizin malumudur. Onlar için bayram; en uzun süre olan tatil, en güzel mekanlarda dinlenmek, bu mekanlara en kolay ve en ucuz ulaşmanın yollarını aramak. Ve tabi ki de sofralarının en güzel yiyecek ve içecek ile donatılması. Ha bu arada masa başında iken “ne olacak bu memleketin hali, bu halk hiçbir şeyi hak etmiyor gibi” rutin sofra muhabbetlerini de eksik etmemek.
Kurban nedir, biz ne yapıyoruz?.
Kurban kelimesi, günlük hayatımızda bir çok mana için kullanılır. Bayramda kesilen hayvan ismi, yakınlık, kendini bir dava uğruna feda etmek, felaketlerde ölenler için kullanılan sıfatlar gibi. Ama biz bayram olarak kutladığımız KURBAN’ın ne demek olduğunu anlamalıyız. Ve bu mana için ne yapıyoruz.
İslam dininde Kurban; “Kişiyi Allah’a yaklaştıran” bir ibadettir. Tıpkı Hz İbrahim’e oğlu İsmail’i Allah için Kurban etmesi istendiğinde hiç tereddütsüz bir şekilde bu emre itaat etmesi gibi. Üstelik oğul Hz.İsmail ,Hz İbrahim’in ileri yaşında iken Rabbinden istediği erkek evlat olduğu halde. Ve İsmail’in anası Hz.Hacer. Kâbe’nin etrafında ıssız çölde oğlu İsmail’i tek başına koruyup kollayan bir ANA. Bu baba-ana-evlattan oluşan aile Rablerinin emrini hiç tereddüt etmeden uygulamaya koyulmuş. Çünkü “KURBAN insanlık var olduğu günden beri yapılan ve bütün ilahi dinlerin emri olan bir uygulama. Allah tarafından oğlunu kurban etme emri bundan dolayı çok şaşırtıcı ve anormal olarak görülmüyor. Kurban geleneği ilahi dinlerden uzaklaştıkça KURBANIN mahiyeti de özünden uzaklaşmakta. Tıpkı Mısır’da bakire kızların Nil’e kurban edilmesi gibi. Emri uygulamak için oğlu Hz İsmail’i kurban etme hazırlığı yapan Hz.İbrahim’e Allah Kurban’ın nasıl yapılması gerektiğini anlatmak için (onun aracılığıyla tüm insanlığa) bir “HAYVAN-KOÇ” yolluyor. Kesilen Kurban’ın telef edilmemesi ailenin-komşuların ve fakir fukaranın arasında taksim edilmesi gerektiği bildiriliyor. Allah adına kesilen Kurban ile başka hiçbir güç ve kudretin önünde baş eğilmeyeceği anlatılırken yapılan ibadetin aynı zamanda o toplumun sosyo-ekonomik yapısını güçlendirmesi amaçlanıyor.
Günümüzde ise Kurbanın yapılış amacı unutulduğu için usuller amaç haline getiriliyor. Ve bu cepheden İslam’a saldırılara haklılık kazandırılmak isteniyor. Kurbanın kesilme dağıtılma usullerini iyi öğrenilip uygulamaya geçirmemiz gerekir. Halbuki günümüzde yaptığımız;
*Kaç kilo et düştü hissemize,
*Eti çok-hiç yağlıydı,
*Hayvan çok zayıftı,
*Satıcı bizi kazıkladı ,
*Acemi kasaba rastladık eti mahvetti
gibi Kurban ibadetinin “USUL” kısmı o kadar çok önemseniyor ki “ESAS” kısmını hatırlamıyoruz bile. Bu durumda da Kurban ibadetinin manasını bilmeyenler veya bilip te kasıtlı olarak “VAHŞET” diye saldıranlar;
İspanyol ,boğayı işkence ile mızraklayıp öldürünce SPOR,
Çin’de 21 Haziran’da her yıl on binlerce köpek öldürülünce (Yulin Festivali) FESTİVAL,
Norveçli balıkçılar makyaj malzemesi için balina katledince TİCARET,
Asya’da canlı maymun beyni yemek EGZOTİK BİR TECRÜBE,
Yahudi günahını yüklediği beyaz tavuğu / horozu günahlarına kefaret (Kaparot) olarak adak diye kesince geleneksel bir RİTÜEL,
Bir vatandaşımız et servisini şov ile yapınca ALKIŞ,
Ama Müslümanlar besmele ile kurban kesince vahşet oluyor.
Böyle bir söz söyleyebilmek için önce KURBAN ibadetinin ESASINI bilmek gerekir. Sonrada USUL de yapılan hataları-yanlışları ifade etmek gerekir.
Geçmiş Kurban bayramımızı Mevla’m kabul eder inşallah.
YORUMLAR