Son yıllarda ülkemizde “İFTAR” adı altında her türlü gayri –İslami uygulamalar aldı başını gidiyor. Ve bu durumun hızlı bir şekilde daha da kötüye gittiği apaçık. Bundan tam 12 yıl önce 18.10.2005 tarihinde yazdığım bir makaleyi noktası ve virgülüne dokunmadan paylaşmak istiyorum. İftar çılgınlıklarının geldiği nokta ve 15 Temmuza giden yolda döşenen “ILIMLI İSLAM-DİNLER ARASI DİYALOG” gibi taşların o zamanlarda da beni rahatsız ettiğini vurgulamak isterim.
Ramazan ayını ortaladığımız bu günlerde ülkemizde ciddi anlamda İFTAR ÇILGINLIĞI yaşanmaktadır.Bu çılgınlık yerel düzeyde tüketim çılgınlığı olarak gözlenirken asıl mesele ulusal düzeyde verilen iftarlar oluyor.
İftar;oruç açma veya oruç bozma olarak tanımlanırken iftar sofrası ise Ramazanda akşam ezanı okunduğunda oruç açmak için hazırlanmış sofra olarak tanımlanır.Nedir son yıllarda yaşadığımız iftar çılgınlıkları.
Ramazan ayında şehirlerimizde iftar programları eski sosyete ailelerinin “balo”larına dönüşmüş durumda. Benim balom pardon iftarım filancanın verdiği iftardan daha muhteşemdi, vs,vs. Dernekler, meslek örgütleri, partiler, iş adamları hülasa akla gelebilecek herkes birbirine iftar veriyor. Tabi ki sosyal ve ekonomik seviyeye göre de iftarın verildiği mekan değişiyor.3-4 çeşit tabldot yemeğin 5YTL nin altında olduğu ülkemizde iftar yemekleri asgari 10 YTL den başlayıp 100 YTL ye kadar çıkabiliyor.Bu ne israf.
İftar açtırmanın velev ki sade bir su ile olsun mükafatını takdir edecek olan Allah tır.Niyet “Allah rızasını “ kazanmaksa bu çılgınlığa ne gerek var.Eğer amaç yemek sektörünün kazanması ise buna “dini”karıştırmamak “din bezirganlığı” yapmamak gerekir.Özellikle büyük şehirlerimizde iftar çadırları ve ramazan eğlenceleri(!) yapılıyor.Bu eğlence ve çadırlarda orucun özü olan ibadet tamamen unutulmuş ve insanların gözünü para,şöhret kaplamış vaziyette.Bunun iftarla,oruçla ne ilgisi var.
Buraya kadar anlattığım husus tamamen biz Müslümanlar arasında yeni gelişmiş olgu.Bunun çözümü daha kolaydır.Ama benim anlayamadığım husus İFTAR PROGRAMLARI adı ile birilerine şirin görünmek.Bilmem hangi kilisenin papazı, hahambaşı, piskoposu, ekümeni vs vs. ye iftar vermek.Her halde bu tür iftarlarda kalben oruç tutup iftar açan Müslüman sayısı çok azdır. Bu iftarlardan nerden çıktı.Benim dinim bana senin dinin sana.Kural bu.Papazlarla,piskoposlarla,hahamlarla ne iftarı açılıyor.Yahudiler,Hıristiyanlar kendi dini törenlerini ayinlerini bizim müftülerimizle alimlerimizle beraber yapıyorlar mı?.Adamların iftar açması için oruç tutması gerek.Oruçlu iseler o zaman Müslüman olmuşlardır.Hem papaz olacak hem haham
olacak hem de onlara iftar vereceğim.Ilımlı İslam dedikleri herhalde bu olmalı.Zaten dinler arası diyalog diye bir şey tutturmuşuz.Bunun peşinin de böyle gelmesi normaldir.
Ancak iftar sofram herkese açıktır.İftar soframa gayri Müslim bir kişi gelse soframın baş köşesinde yeri olur.İnancımın gereği misafirperverlik ve aç insanı doyurmak görevimdir.Ama gayri Müslimler için iftar tertip etmem.Çünkü iftar,benim dinimin gereği bir ibadettir.İftar, oruçlu insanlar için geçerlidir.Müslüman olmayan için sadece karın doyurmaktır.Benim dinim bana onların dini onlara.Ama insan olarak yardıma muhtaç olanlar için koşuştururum.Medeni ölçülerde herkesle görüşür,yemek yer,sohbet ederim.Ama bunu orucumu açarken değil.
Toplum mühendisliğinin bir kuralı da “sosyal bir olayı değiştirmeye gücün yetmiyorsa o kuralı sulandırmak en iyi yoldur”.Bu tür iftar programları dinimizi sulandırmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Yani ILIMLI İSLAM .Ne demekse? Allah bu tür iftar programları yapanlara akıl-fikir versin.
YORUMLAR