15 Temmuz terörist darbe girişimi ile ilgili iddianameler hazırlanıp davalar başladı. Aynı anda da davaları sulandırmak-itibarsızlaştırmak için algı operasyonları da başladı. Darbe girişiminin “ESAS OĞLANI” olan FETÖ’nün böyle bir yol seçmesinde yadırganacak durum yok. Lakin çanak tutanlara ne demeli? FETÖ-PKK-PYD-DHKPC-DEAŞ vs terör örgütleri ile mücadele yapılırken 15 Temmuzun yargılanması aynı zamanda ayrı ayrı yapılmalıdır. Profesyonellerin bu ikisini bir birine karıştırması “iyi niyetle” izah edilemez. Lakin Milletimize de iyi anlatılmalıdır. Konuyu madde madde izah edersek daha iyi anlatabilmiş oluruz.
1-1955-60 yıllarında temeli atılan legal görünümlü illegal bir örgüt var.50-60 yıllık süre içinde kendini “İSLAM DİNİ” eksenli bir cemaat olarak gösterip ülkemizin tüm kılcallarına kadar sızan bir TERÖR ÖRGÜTÜ. Bu örgüt, devletin Adliyesine, Mülkiyesine, Askeriyesine, İlmiyesine sızma olarak girip bağdakini kovacak kadar yerleşmiş idi. Bu kadar olaylar olduktan sonra bile çete üyesi binlerce kişi hala “Allah rızası” için hizmet ettiklerine inanmaya devam ediyorlar. T.S.K nin 300 generalinin 150 si,81 İl Emniyet Müdürünün 75’i,15.000 hakim-savcının 4000’i ,15 civarında özel üniversite, yüzlerce kolej, binlerce esnaf-tüccar, yazılı-görsel medyaya sahip bir ihanet şebekesi vardı.
2-Gezi olayları, dershanelerin kapatılması,7 Şubat MİT krizi, MİT Tırlarının durdurulması ,Siyasi Partilerin Üst yönetimlerine KASET KUMPASLAR ve son olarak 17-25 Aralık yargı kalkışmalarını yapan FETÖ. Bütün bu olaylar yaşanırken örgütün yaptıklarını haklı olarak gören muhalefet partilerini, basın, medya , STK ları gördük ve yaşadık.Bu saldırı dalgalarını MİLLETİN İRADESİ kırıp parçaladı.
3-FETÖ ve destekçileri yaptıkları ile başarılı olamayınca 16 Temmuz 2016 saat 03.00 de ALTIN VURUŞ yapmak için plan yaptı. Malum nedenlerden dolayı 21 günde yumurtadan çıkacak civciv 20.inci gün çıkmak zorunda kaldı.15 Temmuz akşamı başlatılan “kalkışma” Aziz milletimizin güçlü direnişi , FETÖ ve ağababalarının amaçlarını kursaklarına gömdü.
4-15 Temmuz gecesi;250 vatan evladı şehit,2000’i gazi oldu. TBMM si bombaladı. Savaş uçakları F16 lar, helikopterler havadan başta Ankara, İstanbul olmak üzere şehirlerimizi bombaladı. Helikopterlerle sokakta sivil vatandaşlarımıza mermi sıkıldı. Tanklar, zırhlı araçlar cadde ve sokaklarda insanların ve arabaların üzerinden geçti. Başta TRT olmak üzere medya kuruluşları, hainler tarafından işgal edildi. Genelkurmay Başkanlığı, Eminyet, MİT, Jandarma binaları bombalandı. Belediye binaları ve hayati öneme haiz kurum binaları işgal edilmeye çalışıldı. Gazi bir vatandaşımızın “bu tanklar yarın sabahki güneşi görmemeli” veciz sözü o gece nelerin yaşandığını ve aziz milletimizin fedakarlığını ne güzel anlatıyor. Çok şükür ki sokağa çıkan tanklar güneş doğmadan kışlalarına geri sokuldu.
5- Binlerce kişinin içinde olduğu onlarca kişinin organize ettiği ve aylar öncesinden hazırlıkları yapılmaya başlanan bir kalkışma hareketini önceden öğrenememek affedilecek bir durum değildir. 15 Temmuzda ülke sathındaki olayı yaşadığımıza göre gerekçeleri ne olursa olsun.“ÇOK CİDDİ İSTİHBARAT ZAAFIMIZ VAR “demektir. Bu zaafın sebepleri çok çok iyi analiz edilmelidir. Sorumluluğu olanlar da adaletin karşısında bedelini ödemelidir.
6-“Konrollü darbe” söylemleri ve FETÖ mağdurları üzerinden algı operasyonları yapmak FETÖ ve ağababalarını temizleme operasyonlarını sulandırmaktan başka bir işe yaramayacaktır.
Kontrollü darbe iddiasında bulunanlar; İddialarını delillendirmek zorundadırlar. Bu nasıl bir kontrollü darbedir ki 15 Temmuz gecesi ülkenin dört bir yanını ateşe veren hainlere bu işi yaptırabilesin. Her biri ölümü göze alacak, hayatının mahvolmasına razı olacak, başarısızlık halinde vatan haini damgasını yiyecek, masum vatandaşların kafasına kurşun sıkacak, tankları-zırhlı araçları insanların üzerine sürecek ,insanların kollarını bacaklarını kafasını gövdesinden ayıracak, savaş uçaklarının namlularını kendi milletinin üzerine çevirecek. Ve bütün bunları yapmak için “EMRİ” FETÖ ve ağababalarından değil de Sn. Cumhurbaşkanından-Başbakandan-Genelkurmay başkanından-MİT müsteşarından alıp KONTROLLÜ DARBE yapacak. Güldürmeyin insanı. İddia ispatı gerektirir. Aksi müfteriliktir.
Gelelim mağduriyet meselesine. Doğrudur .FETÖ soruşturmalarında mağdur olanlar vardır. İnancımız ,bir gemi dolusu suçlu insanın içinde 1 tane masum var ise o gemiyi batırılamayacağıdır. İsteyerek te olsa istemeyerek te olsa böyle büyük bir mücadelede mağduriyetler olabiliyor. Lakin “çocuğunun okul taksitini Bank Asya’dan yatırdı” diye kimse mağdur edilmiyor. Asıl bunu bu şekilde dillendirenler DAVA SÜRECİNİ SULANDIRIYOR.
7-Ülkemizde yaşanan her olumsuzluğu Sn. Cumhurbaşkanına ve AK PARTİ’ ye yükleme alışkanlığı oluştu. Kategorik olarak ERDOĞAN düşmanlığı hiçbir sorunumuza çözüm olamadığını hala anlayamayanlar var. Yaptıkları tek şey sanal dünyada klavye kahramanlığı. Her şeyi eleştir her şeye karşı çık. Çok şükür ki milletimizin SANAL KAHRAMANLIKLARINA karnı tok.
8-Son olarak en önemli konuya değinmek istiyorum. FETÖ mensupları yaptıkları HER İŞİ “ALLAH RIZASI-İSLAM DİNİ” için yaptıklarına inandırılmışlar. Bu inançları 15 Temmuz sonrası dahi değişmeyen binlerce insan var. Ve bu inançta olanlara “ben nasıl vatan haini-terörist olabilirim” fikrini yerleştirmişler. Bu inanç üzerinden de mağduriyet yaşadıklarına inanıyorlar. FETÖ elebaşının musallada cenaze namazı kılınsa “mü’min olduğuna şehadet “ edemem. İşte bu noktada görev;öncelikle Diyanet İşleri Başkanlığına, İlahiyat Fakültelerimize, kanaat önderlerimize, bilim-fikir adamlarımıza, düşünürlerimize düşüyor. İslam dinini kullanarak bu güne gelen FETÖ meselesinin bir İMAN-AKAİD meselesi olduğunu çok iyi anlatmak gerekiyor. Ve kesin çözüm de budur.
YORUMLAR