Modern kavramlar ve kurumlar ile yönettiğimiz şehirlerimizin düştüğü sorunun temelinde şehriyle irtibatı kopmuş sakinler yatıyor. Kültür kodu üzerinden bir havza sağlayamayan şehirler kendisine yabancılaşıyor. Yaşayanlar, bu şehirleri sahiplenmiyor.
Bu bağın tekrar tesis edilmesi için siyasi ve ekonomik argümanlardan daha çok kültür faaliyetlerine ihtiyaç var. Kültür faaliyetlerini çeşitlendirebilen, bunu tabana yayabilen şehirler kendisini yeniden ve sürekli olarak kurmayı başarabiliyor. Bu başarı beraberinde politik ve iktisadi gündeme katkı sağlıyor.
Tartışmaya açmak...
Şehrin sakinlerinin sorunlarını konuşabileceği, bilgi edinebileceği mecraları kurmak ve bu mekânları açık tutmak şehri yönetenler açısından büyük bir avantaj... Kendisine güvenen yöneticiler bunu sağlayabiliyor. Zira düşünmek, düşünceyi paylaşmak ve tartışmak, tüm bunlara uygun bir platform oluşturmak kentlerin en büyük eksiği. Yoğun siyasi tercihlere, ideolojik bakışa ara verip insanın kendisi için öğrenmesi ve kenti için uygulaması mümkün olursa, gelişmek ve ilerlemek mümkün. Bu hakikat arayışını, gerçeği arama çabasının kuşkusuz en önemli merkezleri eğitim kurumları. Ancak bunlar yeterli değil. Zira belirlenen müfredatın dışında da tartışılması konuşulması gerekenler var...
Mahmil Fikriyat
Hem söylediklerimi somutlaştırma hem de güzel bir örnek olduğu için bugün size Gaziantep'te hayata geçirilen bir fikir akademisinden bahsetmek istiyorum. Gaziantep'te bir ilk. Teoman Duralı ve İhsan Fazlıoğlu hocamızın öğrencisi olan Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi kıymetli hocamız Dr. Mehmet Sabri Genç'in gayretleriyle bir akademi kuruldu: Mahmil Fikriyat Akademisi... Mahmil kelimesi develere yüklenen taşıma vasıtası, "deve sepeti" olarak bilinir. Kelimenin bir de Antep ağzında karşılığı var: "Eski eşyaların veya yiyeceklerin konduğu yer, dolap" Birden fazla anlamıyla "mahmil"; çok yönlü bir durumu ihata ediyor: Birikenin taşınması, aktarılması!
Dersler ve eğitmenler
Akademi de sekiz atölye bulunuyor. "Doğu-Batı Okumaları" Zeliha Eliaçık, "Genel Psikoloji" Doç. Erhan Tunç, "Film Okumaları" Medya Demir, "Sinem ve İktisat" Prof. Rüstem Yanar, "Yazarlık Atölyesi" Bünyamin Demirci, "Çağdaş Düşünceler" Dr. Mustafa Polat tarafından anlatılıyor. Akademinin "Düşünce Atölyesi" bölümü hocamız Dr. Mehmet Sabri Genç hocamızca icra ediliyor. "Hukukunun Güncel Meseleleri" atölyesinin eğitmeni de benim. Dersler üç aylık bir periyota yayılmış durumda. Her atölye ayda iki gün takipçilerle buluşuyor. Herkesin rahatlıkla kendini ifade edebildiği, tartışmaların gayet güzel sonuçlar verdiği bir ortam.
Eski Adliye
Böyle bir akademinin olması kadar buna imkân sağlayan irade de önemli. Şehrin düşünce hayatına katkı sunacak bu güzel proje, çok güzel bir mekân da hayat buluyor. Böylesine bir yönetim anlayışı takdire şayan. Atölye, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi'ne ait Gaziantep Sanat Merkezi'nde her cumartesi gerçekleşiyor. Bina eski Adliye. Benim ders verdiğim salon eski ağır ceza mahkemesi duruşma salonu. İnsanların kaderinin belirlendiği bu salon şimdi bir şehrin kaderine etki ediyor... 2014 yılında Kültür ve Sanat Merkezi yapılması amacı ile Maliye Bakanlığı'ndan Büyükşehir Belediyesi'ne tahsis edilmiş. Başkan Fatma Şahin binayı özenle restore ettirmiş.
Müthiş bir restorasyon
Eski ile yeninin; modern ile klasiğin güzel bir uyumu var. Kentin adeta kalbi konumunda olan binanın, geçmişten günümüze yüklenen fonksiyonlarına dair tüm detaylar koridorlarında, duvarlarında ve avlusunda düşünülmüş... Tam anlamıyla bir kültür merkezi olmuş. Binada Kent Arşivi, Sanat Merkezi Kütüphanesi, Sanat Galerileri, Kafe, Restoran, Çocuk Sanat Merkezi, Gaziantep Endüstriyel Tasarım Atölyesi de var.
Girince zaten "kendini anlatan" binanın dikkat çeken zemini atık cam malzemelerden oluşuyor. Bu döşeme bordürleri, Oya Bahadır Yüksel Madde Bağımlısı Sokak Çocukları Rehabilitasyon Merkezinde tedavi gören gençler ve Kadın Sığınma Evindeki kadın misafirlerince yapılmış... Emeği geçenleri tebrik ediyorum. Umarın her ilde sayıları artar, bu akademilerin, merkezlerin...
YORUMLAR