Türk İnternet Medya Birliğinin, İçişleri Bakanlığı ile birlikte gerçekleştirdiği “Medya ve Sivil Toplum Buluşmaları” kapsamında gittiğim Trabzon’dan sonraki durağım Rize oldu. Rize’de gerçekleşen RTÜK bölge toplantısına katıldım.
Yerel ve bölgesel yayıncıları bir araya getiren toplantı gerçekten çok önemli idi. Bir TV sahibinin dediği gibi “Biz RTÜK’ü ceza veren bir kurum olarak biliyorduk, sadece ceza verirdi, muhatap bulamamız mümkün olmazdı, ancak şimdi ilimize kadar geliyor, başkan düzeyinde toplantı düzenliyor, bu çok önemli bir gelişme”.
Bence de durum aynı. Zira iki bölümden oluşan toplantının ilk bölümde “İzleme ve Değerlendirme Dairesi”, “İzin ve Tahsisler Dairesi”, “Kamuoyu, Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi”, “İdari ve Mali İşler Dairesi” başkanlarınca dairelerinin görev ve sorumluluklarını içeren bir sunum yapıldı. Sonrasında ikinci bölümde daire başkanları katılımcıların sorularını almak üzere sahneye çıktı.
Büyük sabır, yüksek katılım
Katılımcılar kimi zaman “korsan sunum” boyutuna ulaşacak düzeyde konuştular. Neredeyse söz almayan kalmadı. Dert anlatan da oldu, fikir veren de. Tüm sorular titizlikle ele alındı. Sorulan ve RTÜK’ün yetki alanları içinde kalan konularla ilgili tüm kadronun iyi niyetli yaklaşımı çok önemli idi. Programa baştan sona kadar RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ve Başkan Yardımcıları İbrahim Uslu ve Orhan Özdemir de katıldı.
Ceza yazmanın kuralları
RTÜK Başkanı sorunları çözmek ve yayıncıların işini kolaylaştırmanın derdinde. Şaka yollu bir sitemini de paylaştı bizlerle: “Herkes zannediyor ki RTÜK, ‘nasıl ceza keseriz’ derdinde, yok böyle bir niyetimiz, yayıncılığın kuralları var ve istemesek de uygulamakla biz görevliyiz.” Gerçekten de böyle) Kanuna göre (6112 s. m. 32) RTÜK, yayıncı kuruluşlar hakkında uyarı, program durdurma ve idari para cezası uygulayabiliyor. Ayrıca ihlalin niteliğine göre, geçici yayın durdurma ve yayın lisansının iptali de söz konusu olabilmekte. Ama bunlar sabahtan akşama ve hemen oluşmuyor pek tabi. Bir de sadece belirli kanallara veriliyormuş gibi bir algı var ki o da yanlış. Bu konuda bir ayrım yapılmıyor. Kanalların siyasal olarak gündeme getirdiği birçok cezanın sebebi ise muhataba ulaşılamaması veya kanalın RTÜK’ü dikkatte almaktan imtina etmesi yatıyor. Yani kazın ayağı hiç de görüldüğü gibi değil. Misal, yayıncıya e-tebligat gönderiliyor ve görmüyor süreyi geçiriyor lisans iptaline gidiyor süreç sonra feveran kopuyor…
Başkanın ufku
Başkan Ebubekir Şahin döneminde kurum ciddi bir açılım sağlamış. Başkanın bu konudaki ufku çok parlak. Ekipte çok sağlam, uyum yüksek düzeyde. Herkes çözümün bir parçası olmanın peşinde; ki bu da Başkanın oluşturduğu ortamdan kaynaklı sanırım. Şimdilerde ise yeni bir gündem söz konusu “internet yayınları”. Herkesin fenomen herkesin muhabir olduğu bu sosyal medya çağında ciddi bir sorun olarak karşımızda duruyor. Kanuna eklenen “Yayın hizmetlerinin internet ortamından sunumu” başlıklı madde ile (m. 29/A) radyo, televizyon ve platformlar yayınlarını internet ortamından sunmak istedikleri takdirde lisans almaları zorunlu hale geldi. Buna halen dikkat etmeyen, lisanslama yapmayan siteler bulunuyor. Kurum bunları zaman zaman ilan ediyor. Bu sürecin oturması ve özellikle yayınlar konusunda yetkin bir kurum olan RTÜK’e bu yetkinin verilmesi gayet yerinde. Ancak özellikle sosyal medyadaki yayınlar konusunda da ülkemizin yayın denetimi yapması gerektiğini düşünen birisi olarak RTÜK’ün kapasitesinin arttırılıp bu bağlamda yetkili kılınmasını da düşünmek gerekiyor.
RTÜK’ün yaptığı bölgesel toplantılar sürecek. Bu toplantılar ciddi bir tartışma zemini doğuruyor. Kurumları, muhataplarının ayağına götürmek çok önemli bir kamu hizmeti. Sorunları yerinde konuşmak, dertleri dinlemek çözümün ta kendisi.
YORUMLAR