DeepFake, yada “DerinSahte” daha da Türkçeleştirirsek; “gerçeğe yakın sahtelik içeren videolar” diye tarif edebiliriz sanırım. Farklı yapay zeka uygulamaları kullanılmak suretiyle videolar elde edilerek, herhangi bir videodaki konuşmacının söylediklerinin kolaylıkla değiştirilmesi suretiyle “gerçeğe yakın bir sahtelik” üreten programlara verilen genel ad. Bir liderin, patronun veya sıradan birisinin daha önceki konuşma kayıtlarından yola çıkarak, kelimeleri, harfleri hatta sesleri kopyalayarak oluşturulan görüntüler, toplumda bir kişi hakkında yanlış düşünceler oluşmasına sebep olmakta. Şimdilik liderler üzerinden yapılan denemeler, programların yaygınlaşması ile herkesin gündemine girecek. Şantaj ve tehdit videoları, küçük düşüren ve rencide eden konuşmalar, hatta insanların özel hayatında dair “aslında olmayan görüntüleri” görmeye başlayacağı, gidişat bu yönde…
Bu bize ilk olarak Karakoç/Zeybek’in makalesinde (*) sorduğu soruyu sormamıza dair bir yükümlülük yüklüyor artık : GÖRMEK İNANMAYA YETER Mİ?… Yetmiyor pek tabi hele bu gelişmelerden sonra hiç yetmeyeceğe de benziyor. Bu konuda Karakoç/Zeybek’in mutlaka okunması gereken makalesindeki şu tespite de yer vermek gerekiyor sanırım:
“…deepfakelerin topluma ve siyasi sisteme yönelik tehditlerini aşağıdaki gibi özetle(n)miştir:
1) Gerçeği sahte haberlerden filtrelemeye çalışan gazetecileri engeller.
2) Propaganda yayarak ve seçimlere müdahale ederek ulusal güvenliği tehdit eder.
3) Vatandaşların bilgiye olan güvenine zarar verir.
4) İnsanlar ve kuruluşlar için siber güvenlik sorunları gündeme getirir…”
Yukarda konunun genel çerçevesine vermek istedim. Şimdi ise beş başlıkta esas mevzumuz olan hukuki yönüne değinmek istiyorum.
Saldırının Durdurulmasını İsteyebilirsiniz
Türk Medeni Kanunu’nun 24 ve 25. maddesi uyarınca kişilik haklarına yönelen ve yönelecek olan bir tehdidin/saldırının hukuka aykırılığının tespitini istemek mümkün. Bu tespit sizi daha önce hazırladığı videoyu paylaşarak, bunu yayacağını söyleyen kişiye karşı olabileceği gibi, bunu yayma da kullanacağı sosyal medya platformlarına karşı da istenebilir. Zira kişisel veriler, özel hayat kavramları tüm dünyada genel kabul görmüş ve korunması kabul edilmiş kavramlardır. Davada hukuka aykırılığının tespitini kendi yerleşim yerinde bulunan hâkimden isterken karar verilinceye kadar tedbiren durdurulma verilmesini talep etmeyi unutmayın!
5651 s. Kanuna Göre Talepleriniz Olabilir
5651 s. “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun” internet ortamında işlenen suçları ve hukuka aykırılıkları engellemek üzere ortaya çıkmış bir mevzuattır. Kişilik hakkına açık saldırı niteliği taşıyan bu içeriğin çıkartılmasını içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içerik veyahut yer sağlayıcı aracılığıyla sunulan içeriğe erişimin engellenmesini talep edilebilecektir. Buradaki talebi yaparken süreci tüm detayı ile anlatmanız ve mümkün ise hakimle görüşmenizin yararlı olacağını değerlendirmekteyiz. Burada önemli olan detaylı ve izah edici bir dilekçe yazılmasıdır.
Suç Duyurusu
Bir kimseye hakaret etmek, tehdit etmek, şantajda bulunmak suçtur. Bunun deepfake yoluyla yapılıyor olması sonucu değiştirmek, eylemi suç olmaktan çıkarmaz. Bunun deepfake videosu ile yapılması mümkün olabilir. Yine sizi bir terör örgütüne müzahir hale getiren bir içerik, size ait olmayan bir görüntüyü sizinmiş gibi sunmak da suç oluşturacaktır. Yada videonun bir parçasında sizin bir kişisel verinize yer verilmesi de suç kapsamında girecektir. Bu gibi konularda savcılık yerine delil muhafazasını hızlandırmak için doğrudan SİBER POLİS birimine gitmek de fayda vardır.
Bu bağlamda ilk akla gelebilecek suçları ve içerik özetlerini aşağıda belirtiyorum:
Kanunu |
Madde |
Suç |
İçerik Özü |
TCK 106 Tehdit |
Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini söylem veya ima etmek. |
||
TCK 107 Şantaj |
Bir kimseyi birşeyi yapmaya zorlamak veya şeref veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde bulunulması. |
||
TCK 123 ve 123/A Kişilerin huzur ve sükununu bozma. / Israrlı takip |
Sırf huzur ve sükûnunu bozmak maksadıyla bir kimseye ısrarla hukuka aykırı davranışlara girişilmesi. Israrlı bir şekilde; fıziken takip etmek ya da haberleşme ve iletişim araçlarını, bilişim sistemlerini veya üçüncü kişileri kullanarak temas kurmaya çalışmak suretiyle bir kimse üzerinde ciddi bir huzursuzluk oluşmasına sebep olmak. |
||
TCK 125 Hakaret |
Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek |
||
TCK 130 Kişinin hatırasına hakaret |
Bir kimsenin öldükten sonra hatırasına onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat etmek |
||
TCK 134 Özel hayatın gizliliğini ihlal |
Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal etmek, kimse, gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi. |
||
TCK 135/136 Kişisel Verileri Ele Geçirme |
Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek, ele geçirmek, yaymak. |
||
TCK 216 Halkı kin ve düşmanlığa tahrik |
Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek. |
||
TCK 217/A Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma |
Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, |
||
TCK 225/226 Hayasızca hareketler ve müstehcenlik |
Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapmak. |
||
TCK 245/A Yasak cihaz veya programlar |
Yasak programlar ile kişilik haklarına saldırı yapılması bu suç konu edilebilecektir. |
Diğer Adımlar
(a) 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m.84’e göre kişiye ait olan resmin kullanılması ve çoğaltılması yoluyla elde edilen bu içeriklerin yayınlanmasının men edilmesini isteyebilecektir.
(b) 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanununa göre ayrımcılık içeren videolara karşı başvuru yapılması mümkündür.
(c) Erişim Sağlayıcıları Birliği Tüzüğü gereğince 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun (m.8) çerçevesinde doğrudan başvuru da mümkündür.
(d) Sosyal medya platformları bu tip görüntülerin yayılmasını engellemek zorundadır. Bunu bildirdiğiniz halde tedbirleri almak zorundadır. Bu durum kendilerinin belirlediği “terms of servis” yani “kullanım şartları” içinde bulunmaktadır. Bunu ihlal edenlere karşı kendi ülkelerinde dava açılması hatta meseleye Türk Yargısının katılması mümkündür.
Tazminat Davası
Tüm bu mağduriyetler sonunda size bunları yaşatanlara karşı TAZMİNAT davası açarak uğradığınız maddi zararları istemek mümkün. Maddi zararlar yaptığının tüm masrafları içerir. Avukat, yargılama gibi tutarlar ile hastanede kalmışsanız veya tedavi görmüşseniz bunun masrafları da bu kapsamda kalır. Hatta adliyeye gidiş için tuttuğunuz taksi ücretleri bile buna dahildir. Bunları mutlaka belgelendirin. Ayrıca manevi olarak yaşadığınız zararlar için de ayrıca manevi tazminat isteme hakkınız vardır. Unutmayınız.
Sonuç
Hali hazırda mücadele için elimizdeki araçlar bunlar. Bunlar yeterli mi değil pek tabii ki. Çözüm daha etkin ve sivil mekanizmalarda bence. Zira hukuk, internete göre daha durağan ve yavaş ilerleyen bir mekanizma. Hızında kanun veya yönetmelik gibi kategorik ve prosedürel enstrümanlar ile yetişmek mümkün değil. Bu konuda daha önce önerdiğim bir modeli hatırlatmak istiyorum: Türkiye’de sivil toplum ve iletişim uzmanlarından oluşan ve vereceği karar ile internet alanını düzenleme yetkisine sahip sivil-otorite oluşması elzemdir. Bu yapı bu alanda tedbirleri inceleyip hızlı biçimde çözüme kavuşturmalı ve kararlarına itirazın Ankara’da oluşacak İnternet Uyuşmazlıkları Mahkemesince (adli, idari karma bir model) incelendiği bir model oluşturulmalıdır. Mahkemenin (bir tür) “class action” yetkisinin olmadı gerekmektedir ki mağduriyetler tek elden ve hızlı şekilde giderilsin.
YORUMLAR