Osmanlı Devleti’nde, anayasa özelliğindeki Kanun-i Esasi’nin Sultan II. Abdülhamid Hânın emriyle 28 kişilik bir heyet tarafından hazırlanıp, 23 Aralık 1876’da kabul ve ilân edilmesinden sonra, 1877 yılının başında ilk mebus (milletvekili) seçimleri yapıldı. Kanun-i Esasi’ye göre Meclis-i Umumi; Padişah tarafından tayin edilen 40 üyelik bir Ayan Meclisi ile her 50.000 kişi için bir üye olmak üzere halk tarafından seçilen Meclis-i Mebusan’dan meydana geliyordu. Meclis-i Mebusan ve Ayan Meclisi’nden meydana gelen Meclis-i Umumî, 20 Mart 1877’de Dolmabahçe Sarayı’nın muayede (bayramlaşma) salonunda Padişahın konuşmasıyla açıldı. Böylece, II. Meşrutiyet dönemi başlamış oldu. Aynı zamanda Anayasanın yeniden uygulamaya konduğu bu dönem, Türk siyasi hayatında “Özgürlükçüler Partisi” (Ahrar Fırkası) dönemi olarak da anılmaktadır. Anayasa, 1909, 1912, 1914, 1916 yıllarında sekiz kez değiştirildi. Bu yolla 1876 Anayasasının yapısı çoğu kez önemli değişikliklere uğradı. İttihat ve Terakki Partisi’nin katıldığı seçimlerde çoğunluğu sağladı ve seçimleri kazandı. İttihat ve Terakki 4 Aralık 1908’de 3. Meclis-i Mebusan’ı açtı. Bu parlamento, 31 Mart Olayı ve II. Abdülhamit’in tahttan indirilmesi sonrasında Mayıs 1909’da Anayasa üzerinde değişiklik yaparak padişahın ve Ayan Meclisi’nin yetkilerini daralttı, kendi yetkilerini arttırdı. Değişiklikler sonucunda, padişahın zararlı faaliyetleri iddiasıyla vatandaşları yurtdışına sürgün etme hakkı kaldırıldı. Basın özgürlüğü genişletildi ve sansür yasağı kaldırıldı.
Vatandaşlara toplantı ve dernek kurma özgürlükleri tanındı. Artık siyasi partiler de kurulabilecekti. Ayrıca, hükümet Meclis’e karşı sorumlu tutulmuştu. Padişahın dilediği zaman Meclis’i dağıtması hükmü sıkı kayıtlar altına alındı. Gensoru kurumu yerleşti. Padişahın yasama yetkisine belli sınırlar getirildi. Meclis üyelerine doğrudan doğruya kanun teklifi verme hakkı tanındı. Meclis Başkanını, padişah müdahalesi olmadan Meclisin seçmesi kabul edildi. Bir padişah tahta çıktığı zaman, Meclis-i Umumi önünde Anayasa hükümlerine uymaya ve millete sadakat yemini edecekti. 1909 yılında yapılan bu anayasal değişikliklerin getirdiği demokratik parlamenter sistem, iç ve dış olaylar nedeniyle uzun süre yaşayamadı. Yıpratıcı bir siyasal müdahale ortamına, 1911’deki Trablusgarp Savaşı ve Ekim 1912’de başlayan Balkan Savaşlarının acılı günleri de eklenince, 1914 ve 1916 yıllarında Anayasada yapılan değişikliklerle Meclis’i dağıtma yetkisi aşama aşama artırıldı. Ayrıca, en güçlü parti durumunda bulunan “İttihat ve Terakki’nin tek parti diktatörlüğü, demokratik gelişmenin önünü tıkayan önemli nedenlerden biri oldu. İttihat ve Terakki 23 Ocak 1913’teki Bab-ı Ali Baskını ile iktidarı ele geçirdi.
Balkan Savaşları’nın 1913 sonbaharında yapılan antlaşmalarla sona ermesinden bir yıl sonra Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşına katılmak sorunda kaldı. Bilindiği üzere Osmanlı Devleti’nin savaşa sokan da bu Alman taraftarı partidir. Bu şartlarda tek parti düzeninde 1914’te seçime gidildi ve 5. Meclis-i Mebusan vekilliklerinin tamamını İttihat ve Terakki elde etti. Bu parlamento I. Dünya Savaşı boyunca bu haliyle faaliyetlerde bulundu. Savaşın bitim yılında, 3 Temmuz 1918’de VI. Mehmet (Vahdettin) Osmanlı Devleti’nin son padişahı olarak tahta geçti. Birinci Dünya Savaşı yenilgiyle sonuçlandı. 30 Ekim 1018 tarihinde imzalanan Mondros Mütarekesi’nden sonra da Padişah VI. Mehmet, 21 Aralık 1918’de Meclis-i Mebusan’ı dağıttı. Halkın bütün tepkisine rağmen, Meclis-i Mebusan’ı Anayasanın açık hükmünü çiğneyerek ancak 12 Ocak 1920’de yeniden toplantıya çağırdı. 16 Mart 1920’de İstanbul’un işgali üzerine, genel meclis, işgal güçlerinin baskısıyla 11 Nisan 1920’de resmen kapatıldı (Mondros Mütarekesinin geçerliliği için Meclis-i Mebusan tarafından onaylanması gerekiyordu. Fakat imzalanan antlaşma, genel hükümleriyle tam bir işgal antlaşması niteliği taşıdığı için vekiller tarafından reddedilmiş ve bu durum işgalci güçlerin hiç hoşuna gitmemiştir.) Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasının ardından Osmanlı Devleti resmen geçerliliğini yitirmiş ve Anadolu’nun dört bir yanından seçilerek Ankara’ya gelen vekillerle 23 Nisan 1920’de Ankara’da, TBMM faaliyetlerine başlamıştır.
YORUMLAR