İnsanları imana, hakka ve salih amellere davet etmek, kötülüklerden uzaklaşmalarına yardımcı olmak, en hayırlı vazifelerdendir. Zira bu, onları ebedî kurtuluşa çağırmak demektir.
Allah Resûlü şöyle buyurur: “Bir kimsenin senin vâsıtanla hidayete ermesi, senin için (en kıymetli dünya nimeti olan) kızıl develere sahip olmandan daha hayırlıdır.” (Buhârî, Cihâd, 143)
Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Kendinizi ve ailenizi (yakınlarınızı) yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten (cehennemden) koruyun"
Allah'ın emrettiklerini yaparak ve yasak ettiği günahlardan sakınarak kendimizi ve yakınlarımızı cehennem ateşinden korumaya gayret etmemiz gerektiği gibi, aynı şekilde diğer insanların da cehennem ateşinden korunmaları için gücümüz yettiği ölçüde onları da hakka çağırıp bâtıldan sakındırmaya gayret göstermeliyiz.
Çünkü Rabbimiz Allah şöyle buyuruyor: “Mümin erkekler, mümin kadınlar birbirinin velileridir (dostları ve yardımcılarıdır), iyiliği emrederler (hakka çağırırlar), kötülükten alı korlar (bâtıldan sakındırırlar). Namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir." “İnsanları) Allah'a çağıran, salih amel (iyi iş) yapan ve 'Ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü kim olabilir?" Allah’a dâvet; hakka, doğruya, iyi, faydalı, İslâmî olan işlere dâvet... Ayet ve Hadis’te görüldüğü gibi, hakka çağırmanın ve bâtıldan sakındırmanın önemi anlaşılmaktadır.
Dolayısıyla müminler olarak Arapça terimiyle "emr-i bi'lma'rûf ve nehy-i ani'l-münker" yapmalıyız. Yani iyilikleri emretmek (hakka çağırmak) kötülüklerden men etmek (bâtıldan sakındırmak) için çaba göstermeliyiz. “Sizden hayra çağıran, iyiliği (ma'rufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun. Kurtuluşa erenler işte bunlardır."
Hakka çağırmak ve bâtıldan sakındırmak görevinin muhatabı olarak, İslâm’a inanan ve inanmayan bütün insanları kapsamaktadır. Yani Müslüman, emr-i bi’'l-maʼruf görevini mü’min ve kâfir tüm insanlara karşı yerine getirip herkesi hakka davet etmeye çalışmalıdır. (Kaynak: Süleyman Gülek-Gençlerin dünyası)
[email protected]
YORUMLAR