İngilizler, Çanakkale Savaşının acısını çıkarmak için, daha evvel gözünü diktikleri Bağdat’ı almak isterler.
İngiliz Kuvvetleri Basra’dan girip Irak’ın içlerine doğru ilerlerler. Osmanlı’nın orada sadece 8.000 kişilik bir tümeni vardır.
Komutan Nurettin Bey, işgalcileri sıkıştırmaya başlar. General Townshend kayaya çarptığını anlar. İlk hamlede kuvvetlerinin üçte birini, 4.567 askerini kaybeder. Apar topar Kut-ül-Amare’ye çekilir.
Ancak Osmanlılar burayı kuşatırlar. İki taraf da karşılıklı siper kazıp hazırlanırlar. General her kalktığı hücumda büyük kayıplar verir. İngiliz ordusu, yardımdan ümidini keser. Halkın yiyeceklerine el koyar. O kadar kötü duruma düşerler ki, Osmanlılar Townshend’e, “Teslim ol!” teklifi yapar. “Elimizdeki silahları verelim, üzerine de bir milyon sterlin ödeyelim. Basra’ya dönelim.” derler.
Bu arada bir milyon sterlini iki milyona çıkarır ve rüşvet teklif eder, fakat kabul edilmez. Artık yaralılara bakamaz olmuşlardır, bulaşıcı hastalık ve zafiyetten ölmeye başlarlar, çaresizdirler. 29 Nisan 1916’da beyaz bayrağı çekip, teslim olurlar. İngilizler bu savaşta, 30 bin asker kaybeder. 13’ü general, 478 subay ve 13.300 erle teslim olurlar. Nedense resmi tarihçilerimiz bu zaferi görmezden gelir. Kut Zaferi ders kitaplarında da okutulacak kadar önemlidir.
YORUMLAR