Son zamanlarda birçok bilim dergisinde ve gazetelerin bileşim ve teknoloji sayfalarında, Dünya dışı yaşam arayışı içerikli kimi bilimsel, kimisi de bilimsellikten çok uzak ve bira bayağıda saçmalıklarla dolu yazılara rastlamaktayım. Bu gibi sorulara bendeniz muhatap olmaktayım. Belki de sizlerde muhatap olmaktasınız. O nedenle gelin gezegenimizi yeniden bir gözden geçirip, Mars, Jüpiter ve Venüs gezegenlerini hafızamızda yeniden güncelleyelim. b.a.k.
MARS, Güneş Sistemi’ndeki bazı gök cisimleri hayat taşıyabilme potansiyeline sahiptir. Bunların başında insanlığın ayak basmaya planladığı kızıl gezegen Mars var. Bu paslı gezegenin yüzeyinde su buzunun olduğunu biliyoruz. Hatta yüzeyin altından yüzeye doğru bir çeşit sıvının (sulandırılmış tuz) mevsimsel olarak bir hareket halinde olduğu belirlendi. Mars’ın atmosferi, Dünya atmosferinin sadece %1’i kalınlığındadır; bolca karbondioksit dolu incecik bir atmosfer. Kim bilir belki de Mars Dünya dışı yaşamı bulacağımız ilk yer olabilir.
JÜPİTER, Jüpiter fırtınalarla dolu atmosfere sahip bir gaz devi olmasına rağmen atmosferine uyum sağlamış canlılar olabilir mi? Böyle çetin koşullar altında bu çok zor görünse de çoğu insan bu dev gezegenin atmosferinde yaşamın bir şekli var olabileceğini düşünüyor.
VENÜS, Venüs ise kurşunu eriten yüzey sıcaklığından dolayı bulunmak isteyeceğiniz bir yer değil. Ancak bazı bakteriler o koşullarda bile hayatta kalabilir. Yani dünya dışı yaşam arayışını bizler gibi yakışıklı ve güzel canlı arayışı olarak algılamayın. Canlı sınıfına giren herhangi bir şey arıyoruz. Kaynak: global health
YORUMLAR