Türk Nöroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Şerefnur Öztürk, "Uzun süre bilgisayar karşısında hareketsiz oturmak gençlerde dahi inme riskini artırıyor." açıklaması hem çok doğru, hem de başta gençlerimiz olmak üzere, bilgisayarla gerek görevi gereği, gerekse keyfi saatlerce bilgisayara takılan milyonlarca insanın sağlığı için ürkütücü bir gelişmedir.
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Başkanlığını da yapan Prof. Dr. Şerefnur Öztürk; İnmenin dünyada ve Türkiye'de birinci derecede halk sağlığı problemi olduğunu söyledi. İnme görülme olasılığının yaşa bağlı arttığına vurgu yaptı. Prof. Dr. Öztürk, İnme belirtilerinin konuşmanın aniden bozulmasının ve değişmesinin, ani görme kaybının, yüzde asimetri oluşmasının, kol ve bacakta ani kuvvet kaybının inmenin belirtileri olduğuna dikkati çeken Öztürk, açıklamasına şöyle devam etti, "Bu belirtilerin olduğu hastalar, tansiyonlarına müdahale edilmeden hastaneye götürülmelidir. Kısa süren konuşma bozukluğu inme riskinin habercisi olabilir. Bunun arkasından büyük bir felç gelebilir. Her yıl inmeden dolayı 40 bin insan hayatını kaybediyor. Bunun yaklaşık 15 bini geç kalmadan dolayı. Her gün yarım saat yürümek, kilo vermek, uyku hastalığı varsa bunun önlemini almak, üç öğün sebze ve meyve tüketmek inme riskini azaltıyor. Uzun süre bilgisayar karşısında hareketsiz oturmak ise gençlerde dahi inme riskini artırıyor. Özellikle bilgisayar başında oturan gençler ve çocuklarda, fiziksel aktivitenin yetersiz olması, hareketsiz kalmak kan yağlarının artmasına ve kan dolaşımının bozulmasına neden oluyor. Belirli saatlerde mola verip egzersiz yapılmalıdır." diye açıkladı. Prof. Dr.Öztürk, sigara, diyabet, alkol, obezite ve fizik egzersizlerinin önlenebilir risk faktörleri arasında olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti, "Kişinin yüzünde asimetri oluşmuşsa, konuşma bozukluğu varsa, kolda ya da bacakta aniden oluşan kuvvetsizlik ve uyuşma oluşmuşsa bu yüzde 95 inmedir. Bu yüzden en yakın nöroloji uzmanının olduğu merkeze başvurulmalıdır. Son yıllarda nörolojik hastalıklarda tedavide en fazla iyileşmenin sağlandığı alan inme hastalığıdır. Önceden damarda bir pıhtılaşma olduğunda elimizden bir şey gelmiyordu ancak şu an olanaklar o kadar güçlü ki damar içindeki pıhtıyı ya eritiyoruz ya da uygun vakalarda çekebiliyoruz. Bu şekilde tedavi olan hastaların da üçte biri tamamen düzeliyor.” şeklinde konuştu. Kaynak: (Yenisöz)
YORUMLAR