Köksal Toptan, kökeni Kafkaslara uzanan Topaloğlu Ali Ağa’nın torundur. Topaloğlu Ali Ağa, 1917 Rus ihtilali sonrasına kadar Batum’la ilgisini kesmeyen, Batum’da fırınları olan, dört erkek çocuk babası bir esnaftır. Topaloğlu, bugün Türkiye’nin en kalabalık ailelerinden biri olarak bilinir. Topaloğlu Ali Ağa ailenin Rize’ye yerleşenlerindendir. Topaloğlu Ali Ağa, Rus ve Ermenilere karşı çetecilik yapan İpsiz lakaplı Recep ile birlikte bu savaşların önde gelen isimlerinden biridir. Moskova’da egemen olan Kızıl Devrim, dalga dalga Batum’a kadar yayılır. Ali Ağa için Batum’da kalmanın, ticaret yapmanın ortamı kaybolmuştur. Bu yüzden elindeki varlığını ucuz fiyata elden çıkararak Rize’ye gelir. Buna rağmen Ali Ağa Rize’ye iki büyük koli dolusu manat getirmiştir. Devrin değeriyle bir büyük serveti yüklenip gelmiştir. Rize Rüşdiye Mektebi kurucusu
Çarlık döneminde Rus para birimi olan manat, Bolşevik ihtilali başarılı olamazsa değer kazanacak bir dövizdir. Evdeki hesap çarşıya uymaz. Ali Ağa’nın tahmini boşa çıkar. Büyük Devrim başarılı olur ve manat tedavülden kaldırılarak yerine ruble tedavüle konur. Ruslara karşı istiklal savaşı veren, bunun için dağlarda çetecilik yapan Ali Ağa, Cumhuriyetin ilanından sonra 1924‘de vilayetin ileri gelen büyük ailelerin liderleri ile birlikte Rize Rüşdiye Mektebi kurucuları arasında yer alır. Geniş aile
Topaloğlu ailesinin kayıtları Toptan’ın babaannesinin zihninde kayıtlıdır. Babaanne yüz iki yaşına kadar ömür sürdüğü için, Toptan, geçmişine ilişkin bilgileri ondan almıştır. Ailenin adı Topaloğlu olmasına rağmen Köksal’ın soyadı Toptan’dır. Aslında hikayesi de Anadolu’daki binlerce soyadı hikayesine benzemektedir: “Babamlar dört kardeşler. Dört kardeş, soyadı kanunu çıktığı zaman Babam Toptan, bir amcam Topaloğlu, bir amcam Topal, bir amcam da Erdoğmuş soyadını aldı. Böylelikle Topaloğlu Ali Ağa’nın dört oğlunun dört ayrı soyadı oldu. Bizim aile adımız Topaloğlu’dur. Köksal Toptan kimdir?
1943 Yılında Rize merkez Camidağı Köyü’nde iki katlı tipik bir Karadeniz evinde doğdu. Zonguldak Ereğli Kömürleri İşletmesi’nde memur olarak çalışan bir babanın ilk çocuğudur. Üçü kız, yedi kardeşin en büyüğüdür. Köksal ve Havva (Dilaver) Rize’de, Süheyla (Somun), Galip, Emine (Yücel), Adnan ve Semra (Tuna) Zonguldak’ta dünyaya geldi. Annesi yedi çocuğu büyütmenin telaşıyla hayat sürmeye çalışan bir Karadeniz kadınıdır. Rize’de Salarha Bölgesi’nin saygın ailelerinden Tüyleva Ahmet’in (Yılmaz) kızıdır. Okuluna odun taşıdı
İlkokulun birinci sınıfını Rize’de köyünde okudu. Köylerinde bulunan ilkokul, evlerine 3-4 kilometre uzaklıkta, köyün yukarı ucundaydı. Rahat bir yolu da yoktu. Kışın kar ve Rize’nin çok ünlü olan yağmurları ve kar yağışları nedeniyle yol çok çamurlu olurdu. Kış ayları için her öğrenci gibi o da okuluna odun taşıdı. Zayıf omuzlarına aldığı odunlar, canını çok yakmış olmalı ki, yıllar sonra bile o anlarını unutmadı. Zonguldak’ta bulunan anne babası evlat hasretine dayanamayınca eğitimine Zonguldak’ta devam etti. Kilimli Özel İlkokulu’ndan başarıyla mezun oldu. Ortaokulun birinci sınıfını Mehmet Çelikel Ortaokulu’nda, ikinci ve üçüncü sınıflarını Zonguldak Ortaokulu’nda okudu. Lise öğrenimini Mehmet Çelikel Lisesi’nde gördü. 1987 okul numaralı Toptan, ikinci ve üçüncü sınıflarda Kültür ve Edebiyat Kolu Başkanlığı yaptı. Gazetecilik lise yıllarında başladı
Gazetecilikle lise yıllarında tanıştı. O yıllarda Zonguldak’ta yayınlanan ve günlük tirajları iki yüz olan Halk Dostu ve Millet gazetelerinde yazılar yazardı. Millet Gazetesi’nde köşe yazıları yayınlandı. Halk Dostu gazetesinde gazete dizdi. O yıllarda dönemin ünlü film yıldızlarından Göksel Arsoy film çevirmek için Zonguldak’a gitmişti. Göksel Arsoy ile Millet Gazetesi adına röportaj yaptı. Yazıları genellikle siyaset dışı olurdu.
Ali Külünk ve siyasete merhaba
1966 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. Taşlıtarla’dan Hukuk Fakültesi’ne gidip gelirken, zaman zaman uğradığı Adalet Partisi’nin Gaziosmanpaşa teşkilatında Ali Külünk diye birisi ile tanıştı. Ali Külünk, ona AP’nin Gaziosmanpaşa Gençlik Kolu Başkanlığı’nı teklif etti. Toptan, üniversite ikinci sınıfta AP Gençlik Kolu Başkanı oldu. Ali Külünk’ün onun siyasette hedef belirlemesinde büyük yardımı ve öğreticiliği oldu. Toptan’a göre, Ali Külünk cin gibi bir siyasetçi idi. Siyaset ve yükseliş
Zonguldak’ta serbest avukatlık ve Belediye Meclisi üyeliği yaptı. 1 Kasım 1968 tarihinde ilkokuldan beri arkadaş olduğu Saime Akpınar Hanımefendi ile evlendi. Askerliğini Sarıkamış’ta, askeri hakim olarak tamamladı. 1976 yılında yapılan kongre sonucu AP Zonguldak il başkan vekili oldu. 7 Haziran 1977 tarihinde yapılan seçimlerde Adalet Partisi Zonguldak Milletvekili seçildi. Bu partinin Yüksek Haysiyet Divanı Başkanlığı’nı yaptı. 1979 yılında kurulan Süleyman Demirel hükümetinde, otuz altı yaşında “Devlet Bakanı” oldu. 12 Eylül 1980 askeri müdahalesi sonrası, bir süre serbest avukatlık yaptı. 1986 ara seçimlerinde “Doğru Yol Partisi Zonguldak Milletvekili” seçildi. 1987 genel seçimlerinde yeniden “Doğru Yol Partisi Zonguldak Milletvekili” olan Köksal Toptan, uzun süre bu partinin TBMM Grup Başkan Vekilliği ve sonrasında iki dönem “Genel İdare Kurulu Üyeliği” görevini yürüttü. 1991 Yılı genel seçimlerinde Doğru Yol Partisi’nden yeni il yapılan Bartın’dan milletvekili seçilen Toptan, seçimden sonra kurulan DYP-SHP Koalisyon Hükümeti’nde, Milli Eğitim Bakanlığı yaptı. 1995 yılında bir süre Kültür Bakanlığı görevinde bulundu ve Aralık 1995 yılında yapılan seçimlerde yeniden Doğru Yol Partisi Bartın Milletvekili seçildi.
İlk turda TBMM Başkanı
3 Kasım 2002 genel seçimlerinde Adalet ve Kalkınma Partisi Zonguldak Milletvekili seçilen Köksal Toptan, iki dönem TBMM Adalet Komisyonu Başkanlığı yaptı. 22 Temmuz 2007 genel seçimlerinde tekrar Zonguldak Milletvekili seçildi. 9 Ağustos 2007’de dört yüz elli oy alarak ilk turda TBMM Başkanı seçildi. Eşi Yargıtay’dan emekli olan Toptan, 3 çocuk babasıdır. “Türk Hukukunda İrat Müessesesi” ve “Zirai Kazançların Vergilendirilmesi” adlı iki inceleme eseri yayınlanmıştır. Türkiye Kalp Hastalıkları ve Kalp-Akciğer Nakli Vakfı Kurucu ve Yönetici Üyesi, Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı Üyesi, Topaloğlu Vakfı, Türk-Japon Vakfı Kurucu Üyesi, Türkiye’m Vakfı Kurucu Üyesi ve Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı yürütmektedir. Köksal Toptan’dan hayata dair sözler
Sözü dinlenen, dünyaya hükmeden büyük Osmanlı İmparatorluğu’nun varisleri olarak onun torunlarına düşen, onun gibi hem bölgesinde hem dünyada Türkiye’yi saygı duyulan hâle getirmektir. Bunun için yapılacak en büyük şey, hedeften kopmadan, yılmadan, usanmadan çalışmaktır. *Ben tam olarak bir Anadolu ortalamasıyım. Anadolu’da bir köye gittiğinizde karşınıza çıkan adam neyse ben oyum. Tek farkım uzun süredir siyaset yapıyor olmam. Bunun getirdiği belki bir takım artılarım var. Siyaset bana sabrı ve hoşgörüyü öğretti. *Bizim anayasamız milletvekillerine çok kapsamlı bir dokunulmazlık zırhı sağlıyor. Ben anayasanın öngördüğü ölçüde katı bir dokunulmazlık yanlısı değilim. Belirli sınırlamalar getirilmeli fakat dokunulmazlıkların tamamen ortadan kalkması ya da her türlü iddia ya da ithamdan dolayı milletvekilinin dokunulmazlığının tartışılmasını kabul etmiyorum. Milletvekili hakkında çok ciddi suçlamalar, iddialar ve ağır ithamlar olmadığı sürece basit suçlardan dolayı dokunulmazlığı kaldırılmamalı. *Aslında mecliste “laf atmak” siyasetin gerilimini azaltan, parlamentoyu renklendiren ve kürsüdeki konuşmacıyı da rahatlatan bir şeydir. Dikkat edilmesi gereken laf atarken kullandığımız kelimeleri özenli seçmek. Sözleriniz argo ya da hakaret içermemeli. *Eşim yıllardan beri halen mütevelli heyeti başkanı olduğu Türkiye Özürlüler Eğitim ve Dayanışma Vakfı için Türkiye’nin her yerini gezdi. Vakfın bütün Anadolu yapılanmasını eşim kurdu. Ömrünü bu işe adadı. *Ben ilkokul dörde giderken Saime Hanım bizim sınıfa geldi. Babalarımız arkadaştı. O günden sonra çoğu defa sınıf arkadaşı ama hep okul arkadaşı olduk. O kadar uzun süreli arkadaşlığımız oldu ki, arkadaş sevgisinin evliliğe götüren sevgiye ne zaman dönüştüğünü fark etmedik doğrusu. Üniversiteyi bitirip avukatlığa başlayınca sanki bu sürecin çok doğal bir sonucu olarak evlendik. *Allah’a şükür mutlu bir evliliğimiz oldu. Üç çocuğumuz var. Şimdi iki tane de torunum oldu. Meclis başkanı seçildiğim 9 Ağustos günü “Doruk Köksal” ismini koyduğumuz torunum dünyaya geldi. O günkü mutluluğumu anlatamam. Fatih Sultan KAR / İST. |
YORUMLAR