Zihnimiz geçmişi, şimdiki zamanı ve geleceği aynı anda düşünüp, işleyebilir. Bu sayede geçmişten bugüne mutlu, heyecan veren, bizi üzen, olumlu ya da olumsuz bir sürü anı inşa ederek hayatımızı sürdürebiliriz. Ancak geçmişteki olumsuzluklardan bazılarını kendimize yük ederek geleceğe kadar taşırız. Böylesi ağır bir yükle yola devam etmemizin giderek zorlaştığını söyleyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Gizay Nur Kepen, bu nedenle de yorulduğumuzu hatta sanki hiç bitmeyen kısır bir döngünün içinde dönüp durduğumuzu düşünmeye başladığımızın altını çiziyor.
Geride bırakılmamış, bir tecrübe, bir deneyim olarak bakılamamış her anının bizim için hep bir gündem maddesi olarak kaldığını ve bir süre sonra hayatımızı yöneten bir hal aldığını anlatan Psk. Kepen, bu durumu bir örnekle açıklıyor: “Çocukluğunda akran zorbalığına maruz kalmış, sınıf içerisinde küçük düşürülmüş, alay konusu olmuş biri, çevresi ve ailesinde de yeterli onayı, takdiri, kabulü göremediyse kişiler arası iletişimlerinin içerisinde diğerlerinin düşüncelerini okumaya çalışır. Kendisi hakkında düşünülenleri kontrol etmeye, fark etmeye dair çaba harcar. Küçük düşebileceğine inandığı konuşmalar yapmaktan kaçınır, iletişim kurmaz. Yani bir anı bütün kişiler arası iletişimi yöneten, belirleyen, kontrol eden bir düşünce sistemini oluşturabilir. Kişi derin duygusal bağlar kuramayacağını, anlaşılamayacağını veya her an yanlış anlaşılmalara açık iletişimlerin içerisinde bulunduğunu düşünebilir.”
“Kötü bir anıdan aldığımız etkilerin başında yeniden deneyimlenmesinden duyduğumuz endişe yer alır. Bununla birlikte gelişen kaçınma ve kontrol mekanizmaları işleri zorlaştırır ve günlük hayatımızın içerisindeki yerini böylelikle sağlamlaştırır. Kaçıp savuşturmaya çalıştığımız bir durum zihnimizde aktif bir şekilde hatırlanıyor, yeniden işleniyor durumdadır” diyen DoktorTakvimi.com uzmanlarından Psk. Gizay Nur Kepen, kötü anılarla başa çıkmanın mümkün olduğunun altını çiziyor. Kötü anılarımızla başa çıkabilmek için olayın, durumun ve duygusunun konuşulması, bugünkü bir gözle yeniden işlenip, değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Psk. Kepen, psikoterapinin bu durumun çözümünde faydalı olduğunu belirtiyor. Çözüm için kişinin aşırı genellemeler yapmaktan, zihin okumaktan ve geleceği öngörmeye çalışmaktan kaçınılması gerektiğini hatırlatan Psk. Kepen, bu anıları yeniden düzenlemenin ve hayatımızı etkilemesini önlemenin mümkün olduğunu söylüyor.
YORUMLAR