Tambova açıklamasında;

“Değerli Basın Mensupları,

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü; mahiyeti itibariyle, bir emek ve hak mücadelesinin somutlaşmış hali ve yıllardır; kadınlarla ilgili sorunlara ve kadının emek mücadelesindeki yerine dair, farkındalık yaratmak üzere, çeşitli kutlamalara vesile olan bir anma günüdür.  Dünya düzeninin çok hızlı değiştiği ve emekçinin; günden güne yok sayıldığı bir sistemde, hem emekçi hem de kadın olmak son derece zordur. Demokratik, ekonomik, sosyolojik ve kültürel olarak, kadının; bir toplumdaki yeri, o toplumun ve ülkenin; her anlamda, gelişmişliğinin ya da geri kalmışlığının açık bir göstergesidir.

Kurucu genel başkanı, kadın olan bir partide; yıllardır siyasal mücadele vermekte ve siyaset emekçisi bir kadın olarak, her türlü ayrımcılığı yok sayıp, karalı bir şekilde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bizim açımızdan; salt olarak bir kadın meselesi yoktur ve bazı sorunları kadınlar üzerinden tarif etmekte son derece sakıncalıdır.  Çünkü kadınlar; toplumların asli unsurlarıdır ve hayatta, sadece “kadını” tanımlayan bir olgu veya sorun mevcut değildir.

Ülkemizde ve dünyada; kadınların mağdur edildiği pek çok sorun, aslında bir insan hakkı ihlali ve direk olarak bir toplumsal travmadır. Sosyal meseleler tanımlanırken dahi, kadına ayrımcılık yapılmakta; gerçekte, insanlık sorunu olarak ele alınması gereken konular, kasti olarak “kadın” sorunu diyerek etiketlenmektedir. Bu bakış açısıyla; aslında kadınların, sorunun kaynağını oluşturduğuna ve başına gelen her türlü; şiddet, kötü muamele, taciz, dayak ve öldürülme gibi felakette, kadınlara; bazen aleni, bazen de zımni olarak bir miktar suç atfedilmektedir. Bütün bu olumsuz algılar, kadınlarda; güvensiz, edilgen ve sürekli bir suçluluk hissiyatına neden olmakta ve kendileri adına karar almalarını büyük ölçüde engellemektedir. Sonuç olarak! Kadınlara hangi hakların ve ne kadarının bahşedileceğine; sorunlarını ise, yine erkeklerin insafı ve inisiyatifine bırakan bir anlayış söz konusudur.

DSP olarak, bu anlayışı tümden reddediyor ve kadını ilgilendiren her meselenin, toplumların temel sorunu olduğunu düşünüyoruz. Kadın; hayatın öznesidir ve erkek egemen dünyanın acımasızlığından kurtulmak için, başka insaflı erkeklerin; çıkaracağı yasalara, yol göstericiliğine ve özellikle de “kadın tanımlamalarına” maruz bırakılmaları adil ve makul değildir.

Ne zaman ki! Kadının yaşamda asli bir varlık olduğu kabul edilir; eğitimli, emekçi, üreten ve yöneten kadınlarımızın sayısı artar ve onların yaratacağı pozitif enerji; toplumun gelişmesi yönünde doğru değerlendirilir ise, işte o zaman çok daha müreffeh bir ülke oluruz. Kadınlara; duygusal, magazinsel ve edilgen roller biçilmesi ve sadece, ikincil düzeyden tanımlanmaları asla kabul edilemez. Kadınlar; tarih boyunca her türlü zorluğa direnip, çok çetin mücadeleler vermişlerdir. 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü de bunun en somut göstergesidir. Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz Kutlu Olsun.” sözlerine yer verdi.