Kalın, tarihi açıdan bu iddianın yanlış olduğunu belirterek, Bernard Lewis, Edward Ericksson, Guenter Lewy gibi "çok sayıda itibarlı tarihçinin soykırım iddiasını reddettiğini" anımsattı.
Kalın, "Soykırım kelimesi 1948'de bir anlaşmayla literatüre girdi. Söz konusu suçlamayı bu tarihten önceki olaylara isnat edemezsiniz." dedi.
ABD yönetiminin yurt dışındaki Ermeni lobisinin, bu olayları söz konusu şekilde niteleme baskısına boyun eğdiğini kaydeden Kalın, "Ermeniler toplumumuzun önemli bir parçası ve 7 yüzyıldan uzun süredir beraber yaşıyoruz. Osmanlı Türkleri bir sabah uyanıp Ermenileri katletmeye karar verdi diye bir durum yok. I. Dünya Savaşı esnasında karşılıklı mukatele olayları yaşandı. Tüm taraflar, Ruslar, İngilizler de bu dönemde bir çok kanlı olaylara, ayaklanmalara karıştı. Buradaki tarihi bağlamı hatırlamak önemli. ABD Başkanı'nın açıklamaları, siyasi kazanımlar için tarihi olayları politize ediyor. Bu çok yazık." ifadesini kullandı.
"SOYKIRIM İÇİN ULUSLARARASI MAHKEME KARARI GEREKİR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005 yılında Türk, Ermeni, Rus, İngiliz ve diğer uluslardan tarihçilerden kurulu 1915 yılı ve sonrasındaki olayları araştırmak üzere arşivlerin açılacağı ortak bir komisyon oluşturma çağrısına işaret eden Kalın, "dar siyasi ajandalarla ilerleyen bazı hükümetler ve parlamentoların 1915 Ermenilerin öldürüldüğü yönündeki propagandayı tercih ettiğini" dile getirdi.
Kalın, soykırım diye sunulan tezin tarihi ve hukuki temeli olmadığının altını çizerek, "Bir olayı soykırım diye nitelemek için bu amaçla kurulmuş bir uluslararası mahkeme gerekir. Srebrenitsa ve Ruanda'daki gibi, bunlar modern tarihteki soykırım örnekleri. İki tane ayrı uluslararası mahkeme bu olaylarla ilgili hüküm verdi." değerlendirmesinde bulundu.
Biden'ın açıklamalarının Türkiye-ABD ilişkilerine zarar vereceğine dikkati çekerek, "Biz tüm bu noktaları ABD yönetimine bildirdik ancak görünüyor ki tüm bu tarihi, siyasi ve hukuki hususları dikkate almadan bu açıklamaları yaptılar. Maalesef ki birtakım lobilere hizmet ettiler. Bu da ABD-Türkiye ilişkilerine şüphe ve kara bulutlar taşıyacaktır." dedi.
Kalın, Karabağ'ın kurtarılmasının ardından Erdoğan'ın birden fazla sefer Ermenistan'ın gerekli adımları atması halinde, normalleşmeye, sınırları açmaya hazır olduğu yönündeki ifadelerini hatırlatarak, "Bu talihsiz açıklamayla bu girişimlerin zora girdiğini" vurguladı.
"SİYASİ KARŞILIĞI OLACAKTIR"
Kafkaslar'da yeni bir jeopolitik yapı kurma çabalarının tehlikeye düştüğünü anlatan Kalın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunun elbette bir siyasi karşılığı olacaktır, bugün Türkiye'nin tutumundan da görüldüğü üzere, Türkiye'de hiç kimse soykırım suçlamasını kabul etmeyecektir. İşlemediğimiz bir suç için sorumlu tutulamayız. Bu Biden'ın talihsiz, haksız ve temelsiz açıklamasıyla, sert çıkışlarıyla Türkiye ile her türlü normalleşmeye karşı çıkan ve Türkiye'ye her zaman saldırgan davranan Ermeni diasporasındaki radikal sesler, daha gürleşecektir. Tabii ki bu Türk kamuoyunda, ABD'nin algısına büyük zarar verecektir."
Kalın, "Soykırım kelimesi 1948'de bir anlaşmayla literatüre girdi. Söz konusu suçlamayı bu tarihten önceki olaylara isnat edemezsiniz." dedi.
ABD yönetiminin yurt dışındaki Ermeni lobisinin, bu olayları söz konusu şekilde niteleme baskısına boyun eğdiğini kaydeden Kalın, "Ermeniler toplumumuzun önemli bir parçası ve 7 yüzyıldan uzun süredir beraber yaşıyoruz. Osmanlı Türkleri bir sabah uyanıp Ermenileri katletmeye karar verdi diye bir durum yok. I. Dünya Savaşı esnasında karşılıklı mukatele olayları yaşandı. Tüm taraflar, Ruslar, İngilizler de bu dönemde bir çok kanlı olaylara, ayaklanmalara karıştı. Buradaki tarihi bağlamı hatırlamak önemli. ABD Başkanı'nın açıklamaları, siyasi kazanımlar için tarihi olayları politize ediyor. Bu çok yazık." ifadesini kullandı.
"SOYKIRIM İÇİN ULUSLARARASI MAHKEME KARARI GEREKİR"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2005 yılında Türk, Ermeni, Rus, İngiliz ve diğer uluslardan tarihçilerden kurulu 1915 yılı ve sonrasındaki olayları araştırmak üzere arşivlerin açılacağı ortak bir komisyon oluşturma çağrısına işaret eden Kalın, "dar siyasi ajandalarla ilerleyen bazı hükümetler ve parlamentoların 1915 Ermenilerin öldürüldüğü yönündeki propagandayı tercih ettiğini" dile getirdi.
Kalın, soykırım diye sunulan tezin tarihi ve hukuki temeli olmadığının altını çizerek, "Bir olayı soykırım diye nitelemek için bu amaçla kurulmuş bir uluslararası mahkeme gerekir. Srebrenitsa ve Ruanda'daki gibi, bunlar modern tarihteki soykırım örnekleri. İki tane ayrı uluslararası mahkeme bu olaylarla ilgili hüküm verdi." değerlendirmesinde bulundu.
Biden'ın açıklamalarının Türkiye-ABD ilişkilerine zarar vereceğine dikkati çekerek, "Biz tüm bu noktaları ABD yönetimine bildirdik ancak görünüyor ki tüm bu tarihi, siyasi ve hukuki hususları dikkate almadan bu açıklamaları yaptılar. Maalesef ki birtakım lobilere hizmet ettiler. Bu da ABD-Türkiye ilişkilerine şüphe ve kara bulutlar taşıyacaktır." dedi.
Kalın, Karabağ'ın kurtarılmasının ardından Erdoğan'ın birden fazla sefer Ermenistan'ın gerekli adımları atması halinde, normalleşmeye, sınırları açmaya hazır olduğu yönündeki ifadelerini hatırlatarak, "Bu talihsiz açıklamayla bu girişimlerin zora girdiğini" vurguladı.
"SİYASİ KARŞILIĞI OLACAKTIR"
Kafkaslar'da yeni bir jeopolitik yapı kurma çabalarının tehlikeye düştüğünü anlatan Kalın, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bunun elbette bir siyasi karşılığı olacaktır, bugün Türkiye'nin tutumundan da görüldüğü üzere, Türkiye'de hiç kimse soykırım suçlamasını kabul etmeyecektir. İşlemediğimiz bir suç için sorumlu tutulamayız. Bu Biden'ın talihsiz, haksız ve temelsiz açıklamasıyla, sert çıkışlarıyla Türkiye ile her türlü normalleşmeye karşı çıkan ve Türkiye'ye her zaman saldırgan davranan Ermeni diasporasındaki radikal sesler, daha gürleşecektir. Tabii ki bu Türk kamuoyunda, ABD'nin algısına büyük zarar verecektir."
YORUMLAR