Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, şehrimizin gelecek 50 yılını
öngören kalıcı eserler bırakmak için çalıştıklarını, bu doğrultuda
turizmi canlandırmaya yönelik projelerin yanı sıra Düzce’nin mobilya
alanında öne çıkmasını istediklerini ifade etti.

Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Konuralp antik kent kazılarından
Mobilya Kent projesine birçok önemli çalışmanın şehrin geleceğine
yönelik kalıcı eserler olduğunu söyledi.

“DÜZCE’NİN MOBİLYA İLE ÖNE ÇIKMASINI İSTİYORUM”
Geçtiğimiz haftalarda tapu teslim töreninin yapıldığı Küçükmehmetler
Köyü bölgesinde bulunan 300 dönümlük arazinin Düzce Belediyesi özelinde
şehre katma değer kazandıracağı değerlendirmesinde bulunan Başkan Özlü,
“Mobilya Kent yapma maksadıyla aldığımız otoban kenarındaki 300 dönüm
arazinin Milyar TL üzerinde değeri var. Biz belediyemize bu araziyi
kazandırdık. Orada bir mobilya kent kuracağız. Düzce’yi İnegöl ve
Kayseri gibi mobilyada öne çıkan bir kent haline getireceğiz. Düzce’yi
bir alanda öne çıkarmamız lazım. Ben bu şehrin önümüzdeki 10 yılda
mobilya ile öne çıkmasını çok istiyorum. Bu alan katma değeri çok yüksek
olan bir alan. Orman bölgesinde orman ürünleri sanayisine sanat katarak
ticarileştirmek en doğru yoldur diye düşünüyorum” dedi.

ŞEHRİN ÇEHRESİNİ DEĞİŞTİREN YATIRIMLAR
Düzce’de bugüne kadar çok sayıda yatırım gerçekleştirdiklerini belirten
ve örneklendirerek açıklamalarını sürdüren Başkan Özlü, Batı Karadeniz
Bölgesinin en güçlü itfaiye teşkilatını kurduklarını, Aziziye Merkez
pazaryerini bitirdiklerini, Asar Deresi projesinin ise zemindeki teknik
sorunlardan kaynaklı uzadığını ancak kısa süre içerisinde
tamamlanacağını dile getirdi. Başkan Özlü, “Kalıcı işler yapmaya
çalışıyoruz. Ben bu şehrin gelecek 50 yılını öngören kalıcı eserler
kazandırmaya çalışıyorum” şeklinde konuştu.

DÜZCE’NİN KALBİ; KONURALP
Devam eden projelerin yanı sıra Tarihi Konuralp Antik Kentinde
sürdürülen kazıların göreve geldiklerinden itibaren yoğun şekilde
sürdürülmesini sağladıklarını kaydeden Başkan Dr. Faruk Özlü, şunları
kaydetti; “Çabamız, Düzce’yi dünya kültür mirasına dahil etme çabasıdır.
Şöyle ifade edeyim ki; iki Konuralp var. Yeni Konuralp ve eski Konuralp.
Yeni Konuralp, üniversite Bölgesi olan ve bulvar ile kafelerin yoğun
olduğu yer olan doğu kısmı. Eski Konuralp ise kazı yaptığımız bölge. 4
yıldır kazı yapıyoruz. Proje hazırladık. Kazdığımız antik tiyatronun
restorasyonunu yapacağız.  Ardından o bölgeye Konuralp Düzce müzesi
yapacağız. Müzeyi düşündüğümüz yer atlı kapının karşısındaki özel arazi.
Oraya inşa edeceğiz. Yaptığımız kazılarda çok sayıda önemli eser bulduk.
Geçen yıl arkeologların yaptıkları değerlendirmelere göre Türkiye’de
arkeolojik kazılarda bulunan 10 önemli eserin birisi Düzce’de çıktı.
Bulduğumuz aslanlı mozaiğin Türkiye’de eşi benzeri yok. Üstünü kapattık
kıştan etkilenmesin diye. Konuralp’e 2 otobüs turist gelse yemek
yiyebilecekleri mekan yok. Tuvalet ihtiyaçlarını giderebilecekleri yer
yok. Dünya kültür mirasına kazandırma çalışmaları yürütüyoruz.
Konuralp’in büyümesi ve gelişmesi lazım. Orası Düzce’nin kalbi. Çok
değerli. Konuralp’li kardeşlerimizin gurur duymaları lazım. İstanbul’a
en yakın antik tiyatro Konuralp'te. Daha çok kazı yapacağız. Haftada 10
bin kişiyi Düzce’ye getirmek istiyoruz. Turizm bakımından daha çok
canlanmalı. Sadece kazmak yetmez, insanlar görmeli. Önümüzdeki 10 yıllar
Düzce’nin turizmde atak yapması gereken yıllar. Burası saklı cennet. Bu
saklı cennetin gün ışığına çıkması gerekiyor.”