Bu yıl 10’uncu kez düzenlenen Boğaziçi Film Festivali’nin endüstri bölümü olan Bosphorus Film Lab kapsamında “The Woman Who Left”, “From What is Before”, “When The Waves are Gone” filmlerinin Filipinli yönetmeni Lav Diaz, masterclass gerçekleştirdi. 
Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 10. Boğaziçi Film Festivali’nde 23 Ekim Pazar günü Atlas 1948 Sineması’nda Lav Diaz masterclass verdi. Venedik Film Festivali’nde 2016 yılında “Altın Aslan” ve 2014 yılında Locarno Film Festivali’nde en iyi film kategorisinde “Altın Leopar” ödüllerini alan ve 10. Boğaziçi Film Festivali’nin açılış gecesinde “Onur Ödülü” takdim edilen Diaz’ın masterclass'ına katılım yoğun oldu. Usta yönetmen, etkinlikte kendi deneyimlerini aktarmasının yanı sıra seyircilerin sorularını yanıtladı. Etkinliğin moderatörlüğünü ise Boğaziçi Film Festivali Artistik Direktörü Emrah Kılıç yaptı. 
Festivalin Onur Konuğu olarak açılış töreninde ödül alan Lav Diaz, filmlerinin yaratım aşamasında sadece karakterlerini ve hikâyelerini düşündüğünü, izleyiciyi düşünmediğini belirtti. Diaz, “Süreç içinde yazıyorum. Karakterleri hikâyeye, bir kutuya koyuyorum ve açıyorum. Herhangi bir storyboard yok.” diye konuştu.
 
Lav Diaz, ilham aldığı noktaları “Ben de fotoğrafçıyım, oradan öğrendim. Lokasyonların önceden haritalanması çok önemli. Edebiyattan etkilenirim. Prodüksiyon sürecinde çok okurum. Haberlerden de ilham alırım. Yazarların yaratıcı bloglarını takip ederim.” ifadeleriyle anlatırken, bir ses veya kokunun da esin olabileceğini vurguladı.
 
“Gözlemci OImak Benim İçin İdeoloji Gibi”
 
Diaz, uzun filmleri yaparken özel bir amacının olup olmadığı sorusunu “Gözlemci olmak benim için ideoloji gibi. Bir köşede oturup her şeyi izliyorsun. Benim sinemam piyasa için değil, sinemam da yavaş sinema değil. Ben bir hikâye anlatıcısıyım.” diyerek yanıtladı. Filmlerindeki mekân tercihini de titizlikle yürüttüğünü vurgulayan Filipinli yönetmen, her filminin iki, üç ay yer aramakla geçtiğini sözlerine ekledi. Yaptığı işlerden asla mutlu olmadığını ifade eden Lav Diaz, bu konuda kendisine karşı acımasız olduğunu söyledi.
 
“İlk Filmimi Ödünç Kamerayla Çektim”
 
İlk filmini çekme sürecinden bahseden Diaz, işlerinin çoğunda yalnız olduğunu belirtirken, Filipinli bir ailenin gelişimini anlatan ilk filmini New York’ta gazetecilik yapıp, hafta sonları da garson olarak çalıştığı bir dönemde ödünç kamerayla çektiğini söyledi.
 
“Yaşam İçin Önemli Olan Her Şey Bir Duygu ile Başlar”
 
Sinemada kendini ifade etme şeklinin geldiği kültüre de bağlı olduğunu söyleyen Diaz, sinema diliyle ilgili “Benim için bir duygu, bir fikirden daha önemlidir. Yaşam için önemli olan her şey bir duygu ile başlar ve fikir daha sonra gelir.” ifadelerine yer verdi. Ayrıca sinemanın her zaman umut inşa ettiğini dile getiren Lav Diaz, filmlerle ilgili “Bırakıyorsun gidiyor ve bir yerde kendiliğinden duruyor aslında.  Durduğu noktada kendi hayatına sahip.” diye konuştu.
 
Lav Diaz, “Hayata küçük şeylerle başlamak lazım. Büyük şeyleri oluşturanlar da zaten bunlar.” diyerek masterclass'ı sonlandırdı.
 
Festival Biletleri Mobilet’te!
 
10. Boğaziçi Film Festivali’nin film gösterimleri fiziki olarak Atlas 1948 Sineması, Atatürk Kültür Merkezi (AKM) Yeşilçam Sineması ve Kadıköy Sineması’nda gerçekleşecek. Festival biletleri 30 TL, belgesel ve kısa film gösterimleri ise 20 TL olmak üzere mobilet.com üzerinden satışa sunuluyor. Ayrıca biletler, festival süresince Atlas 1948 Sineması ve Kadıköy Sineması gişelerinden de alınabilecek.
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteği, VakıfBank’ın Ana Sponsorluğu, TRT’nin Kurumsal İş Ortaklığı, Anadolu Ajansı’nın Global İletişim Ortaklığı ile gerçekleşecek “10. Boğaziçi Film Festivali” ile ilgili tüm gelişmelere ve festivale dair güncel haberlere www.bogazicifilmfestivali.com ve festivalin resmî sosyal medya hesapları üzerinden erişilebilir.