Trabzon’da Sivil Toplum ve Medya Buluşması düzenlendi
TRABZON – BHA
Sivil Toplum ve Medya Buluşmaları Türkiye’de 7 bölgede ve 7 şehirde düzenleniyor. İlki Trabzon’da gerçekleştirilen program; Balıkesir, Erzincan, Gaziantep, Aydın, Osmaniye ve Ankara illeri ile devam edecek.
Program katılımcılarının açıklamaları şu şekilde;
“Sosyal medyayı kontrollü kullanmak gerek”
“İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle, Karadeniz Haber Ajansı Derneği, TİMBİR ve Haber61’in iş birliği ile Sivil Toplum ve Medya Buluşması’nda bir araya geldik. Sivil toplum ve medya birbirine çok yakın. Özellikle sosyal medya ile ilgili vurgulamak istediğimiz noktalar var. Olmazsa olmaz konumda ama kontrolsüz güç olunca da zararlar veriyor. Kontrollü şekilde kullanmak toplum için değer taşıyor. Sosyal medya bir yandan hız sağlıyor ama yanlış bilginin de hızlı yayılmasına neden olabilir. Özellikle yaşamın her katmanında infiale sebep olacak sonuçlar çıkarabiliyor. Gençler kavga eder hale gelebiliyor. Birçok şehirde duyuyoruz, sosyal medyadaki atışmaları üzücü olaylarla sonuçlanabiliyor. Sosyal medya reklamcılık anlamında cazip bir alan olabiliyor. Birçok kurum bunu kullanıyor ama henüz yeterli değil. STK’ların varlıklarının bilinmesi konusunda sosyal medyayı daha aktif kullanmaları gerek.,
“Medya büyük güç”
“Buraya misafir değilim. Burada doğdum ve burada okudum. 30 yıllık sivil toplum örgütçüsüyüm. Daha sonra kendim medya STK’sı kurmaya karar verdim. Ana amaçlardan biri doğru haberi yaygınlaştırmak. Medya fark ederse toplum da fark eder mottosuyla yola çıktık. Medya büyük güç. Sivil Toplum Genel Müdürlüğü önemli projeler üretiyor ve destekler sağlıyor. Bizim de projemiz kabul edildi. 7 bölgede sivil toplum ve medya buluşmalarını yapıyoruz. 7 Mart 2023’te Cumhurbaşkanımızın kararnamesi ile kurulduk. 81 ilde 25 ülkede 1000’e yakın haber sitesi ile beraberiz. İnternet haber sitesi kapasitesini artırmayı ve dezenformasyonun önüne geçmeyi amaçlıyoruz. Trabzon’daki ortağımız Haber61. Aynı zamanda Tanju Bey ve Tuncay Bey kurucularımızdan. 104 kurucumuzdan ikisi Trabzon’dan. Programa katılım gösteren herkese teşekkürlerimi iletiyorum.”
“İnternet, insanlık tarihinin yazı ve matbaadan sonraki en değerli buluşu. İnternet doğru kullanıldığında çok yararlı. Pandemide dönemindeyken internet olmasa sorunlar yaşanabilirdi. Eğitimler, iş toplantıları, hepsi online ortamdan yapıldı. Hemen hemen her evde internet var. Nüfusun yüzde 96’sı internete erişmiş durumda. Bizler internet haberciliği yapıyoruz. Trafiğimizin %75’i sosyal medyadan geliyor. Mutlaka güçlü bir sosyal medya ağımız olmalı. Akşam saatlerinde okuduğumuz bir haber sonraki gün gazetede bayatlamış bir haber olarak karşımıza çıkıyor. İnternet haberciliğinin önemini görüyoruz. Bilgiyi yaymak ve erişmek için sosyal medyada derneklerimiz var. Sosyal medya uzmanlarından faydalanmak gerek. Hiçbir şey bilmiyorsanız, çocuklarınızdan yardım alın. Onlar sosyal medyayı bizden daha iyi biliyorlar ve kullanıyorlar.
“Sivil Toplum Kuruluşlarına daha fazla önem verilmeli”
“Trabzon İl Sivil Toplum İlişkileri Müdürü Yunus Karaman, “Sivil toplum, toplumda hak ettiği değeri görmüyor. Belki de bu bizim eksikliğimiz. Çalışmaları yeterli şekilde anlatamamış olabilir. Dernek, vakıf ve sivil toplum kuruluşu dendiği zaman insanlar daha fazla kıymet vermeli, sahip çıkmalı ve bağışta bulunmalı. İnşallah bu organizasyon açıklarımızı tamamlayacak.”
“Sosyal medyayı kültür ve yaşam tarzımıza göre denetlemek gerek”
“Toplum medyaya ne kadar ulaşabilirse o kadar güzel şeyler ortaya çıkar. Ama geleneksel medyada bu çok mümkün değil. Büyük medya kuruluşlarında sahiplik var. Oraya ulaşmanız çok mümkün değil. Şimdi dijital medya var. Her şey daha fazla karıştı. Eskiden medyanın ürettiğini sadece tüketiyorduk ama şimdi üretiyoruz da. Bugün kontrolün zorlaşmasının temel sebebi de herkesin içerik üreticisi konumuna gelmesinden kaynaklı. Dezenformasyon arttı. Artık dünyada ortak bir çerçeve oluşuyor. Olumlu mu, olumsuz mu? Orası tartışılır. Bize düşen kendi kültür ve yaşam tarzımıza göre sosyal medyayı düzenlemek ve denetlemek gerek.”
“Mesele sadece anlamak değil, aynı zamana da anlayabilmek”
“İletişimin temel bir iddiası var. İletişimsizlik mümkün değildir diye başlar. Bir mesajın aktarılması ve iletişim, mağaralardaki resimlerle başladı. Şanlıurfa’daki Göbeklitepe bana şunu düşündürdü. Bir arada olmanın tarihini yazmışız. 11.600 yıl öncesinde bir araya gelmenin ne kadar önemli olduğunu dünyaya kanıtlarcasına bir abidemiz var. 1450’li yıllarda matbaanın bulunmasıyla düşüncenin kitlelere buluşmasının önü açıldı. Matbaanın getirisi gazeteler. Düşünce ve fikir akımları konusunda 20. yıl çok anlamlı. 2 dünya savaşının çıktığı bir yüz yıl. Aynı zamanda ülkemizin kurulduğu bir yüz yıl. Sadece kitap, müzik ya da tiyatro oyunu değil, gazetelerin yaygınlaşması, radyonun, televizyonun ve sinemanın yaygınlaşması büyük bir etkiyi ortaya çıkardı. Algı yönetiminin son derece önemli olduğunu görüyoruz. 80’li yıllarda sosyal devletin gücünün yeniden tanımlanmaya başlandığı bir dönem. O dönem sivil toplum örgütlerinin gücü arttı. Mesele sadece anlatmak değil, aynı zamanda anlayabilmek. 90’larda küreselleşme ve sonrasında soğuk savaş, günümüzde de iletişim devriminden bahsediyoruz. İletişim devriminde bulunuyoruz. Karşılıklı ve çift taraflı iletişim alanının önemimi çok kavrayamadık. Yeni kavramlarla tanışıyoruz. Endüstri 4.0’dan bahsediyoruz. Japonya’da konferansta ilk kez zikredilen bir kavram var: O da toplum 5.0 kavramı. Endüstri 4.0 bir yarışı ifade ederken, toplum 5.0 ise tüm teknolojilerin topluma adaptasyonunu vurguluyor.”
“Sivil Toplum kuruluşları medya üzerindeki yükü azaltmalı”
“Sivil toplum ile medya arasındaki ilişki çok önemli. Türkiye’de sivil toplum kuruluşlarının kendisini anlatma noktasında eksiği olduğu gibi medyanın da bu konuda eksikleri var. Medyanın iş yükü fazla. Sivil toplum kuruluşları medya üzerindeki yükünü azaltıp içerikleri ve fotoğrafları kendileri üretmesi halinde faydalı olacaktır. Sivil toplum kuruluşlarının medya departmanları olmalı. Evet, kapsayıcı ve istihdam yaratacak anlamda demiyorum ama bu işten sorumlu birilerini barındırmaları gerek.”
“ABD’nin internet üzerinde kültür ihracı politikası var”
“Dünyada internet denilen bir icat var. Bunu icat eden ABD, buna karşı koymaya çalışan Avrupa Birliği Hukuki Disiplini var. Bunun 3 temel ayağı var: Kişisel verileri koruma, telif ve unutma hakkı denilen hak. 3 kavram dışında, Avrupa Birliği Disiplini ve diğer hukuk dipleri, Çin ve Rusya hariç, ABD’nin internet üzerinden kültür ihracına politikasına hukuki karşı koyuş gerçekleştiremedi. Türkiye’nin elinde bulundurduğu iki önemli unsur var: Kişisel verilerin korunması, telif meselesi. Üçüncüsü de unutulma hakkı. Bu da ilerleyen zamanlarda gündemde gelecektir.”