Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları Platformu (CİSÜ) üyesi Hacettepe Üniversitesi Halk Sağlığı Enstitüsü’nün ve Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin (HÜKSAM) Müdürü Prof. Dr. Şevkat Bahar Özvarış, “Şiddetin neden olduğu kronik ağrı sendromlarının yanı sıra istenmeyen gebelikler, sağlıksız düşükler ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar kadınları çok olumsuz etkiliyor” dedi.
CİSÜ Platformu üyesi TAP Vakfı’nın BM Kadın Birimi Desteği ile yürüttüğü Şiddete Maruz
Kalan Kadınlara Yönelik Sağlık Hizmet Mekanizmalarının Güçlendirilmesi Projesi Kapsamında
düzenlenen Kadına Yönelik Şiddetin Kadın Sağlığına Etkileri ve Şiddete Maruz Kalan Kadınlarla Sosyal Hizmet Uygulamaları Webinarı’nda konuşan Özvarış, toplumsal cinsiyet temelli eşitsizliklerin önlenmesinde temel stratejinin ‘kadının güçlenmesi’ olduğuna değinerek şunları söyledi: “Kadının güçlenmesi toplumsal cinsiyet bakış açısının ülkenin ana plan ve programlarına, yasalarına entegre edilmesi ve uygulamalara yansımasının garanti edilmesidir. Kadının insan hakları uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Kadınlar sadece kadın oldukları için değil, ırkları, etnik kökenleri, cinsel yönelimleri, dini inançları, engelli oldukları için ayrımcılığa maruz kalırlar. Hak temelli yaklaşım, tüm kadınlara eşit ve saygılı davranmayı ve ayrımcılık yapmamayı gerektirir. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bakış açısının temel alınarak birincil, ikincil, üçüncül koruma önlemleriyle kadına yönelik şiddet önlenebilir.”
Şiddet kaydı tutulmalı
Kadına yönelik şiddetin öldürücü sonuçlarının yanı sıra fiziksel sağlığın bozulması, ağrı, kendini iyi hissetmeme ve obezite gibi hastalıklara sebep olduğunu vurgulayan Özvarış, “Kronik ağrı sendromu, bağırsak sendromları, gastrointestinal düzensizlikler, somatik şikayetler, fibromiyalji gördüğümüz belirtilerden sadece bazıları. İstenmeyen gebelikler, sağlıksız düşükler ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar ise kadınları fazlasıyla olumsuz etkiliyor. Sağlık çalışanlarının kadına yönelik şiddetin sürmesini sağlayan güç dinamiklerinin ve normların farkında olması gerekiyor. Hastanın öyküsünü dinleyin, ona inanın ve söylediklerini ciddiye alın. Kadını suçlamayın ve yargılamayın. Kendi kararını verebilmesi için kadını bilgilendirin ve danışmanlık sağlayın. Şiddet gören kadınların kayıtlarını tutmanın önemi büyük….Kayıt tutularak kadının tekrar tekrar anlatmasının önüne geçilmiş olunur. Olgunun hatırlanmasına ya da başkalarının olgu hakkında gerekli bilgilere sahip olmasına yardımcı olur. Adli süreçte kullanılabilir” dedi.