TANINMIŞ RİZELİ ARAŞTIRMACI, YAZAR VE ŞAİR FATİH SULTAN KAR İETT'DEN EMEKLİ OLDU

10 Ağustos 2024 - 13:03

GAZETECİ KAR, "İETT’YE VEDA NİYETİNE
FATİH SULTAN KAR: İŞTE GİDİYORUM"
1971 yılında Rize'de doğdum. Bir heves şarkı sözü yazarlığı yaptım, Unkapanı'na geldim. Yazdığım şarkıları bazı Karadeniz türkücüleri okudu, çeşitli albümlerde yer aldı. Ondan sonra Rize'de yerel gazetecilik yaptım, yerel televizyonda çalıştım. Daha sonra İETT Genel Müdürlüğü'ne fotoğrafçı olarak girdim. 15 Haziran 1998'de.

HABER: BAYRAM ALİ KAVALCI 

İŞİNE YÜREĞİNİ KATMAK
Basın Yayın Müdürlüğü bünyesinde üretilen birçok çalışmanın içerinde mesai gözetmeksizin bir nokta olarak bulunmanın mutluluğunu yaşadım. Geldiğim günden beri bir müzesi bulunmayan İETT içerisinde bulduğum materyalleri bir noktada toplayarak kurum fotoğrafhanesini minik bir müze haline getirdim. Asıl görevim fotoğraf çekle yetinmeyip bir arşiv oluşturdum. Ve kurumda göreve başladığımda İETT’de çalışmış ünlülerle ilgili hatıralara şahitlik ettim. Recep Tayyip Erdoğan (Cumhurbaşkanı), Ferruh Bozbeyli (Eski TBMM Başkanı), Yaşar Kemal (Yazar), Orhan Hançerlioğlu (Yazar), Sadi Hoşses (Müzisyen), Memduh Ün (Yönetmen), Tuncel Kurtiz (Sanatçı), Hıfzı Topuz (Yazar), Necdet Mahfi Ayral (Tiyatro Sanatçısı) gibi Bunları bir potada yoğurmak gerekir düşüncesiyle kolları sıvadım. Filiz Acar arkadaşımla birlikte güzel bir bellek oluşturduk. Filiz Acar ile birlikte İETT tarafından yayınlanan Bir Zamanlar İstanbul, Onların da Yolu İETT’den Geçti (İETT Ünlüler) ve Hatıralarla İETT isimli kitapları hazırladık. İETT Spor Tarihi kitabını baskıya hazır hale getirdik.

GÜZELLİKLERLER VE “UMUT”SUZ VAKALAR
Rize'de yerel gazetecilik yaparken eski biriktirme kültürü vardı bende. Metrohan'ın karşısındaki binada akrabalarımın restoranı var. Oradan bu binaya özenle bakardım. Yaradan nasip etti bu binada çalıştım. Binanın tarihi, kurumun tarihi ile ilgili ne bulduysam arşivde biriktirmeye çalıştım. İETT'de çalışmak çok önemlidir, mesela eski yıllarda Almanya'ya gidiyor insan çalışmaya. Sonra İETT'ye geliyor. Almanya'ya gitmekten daha bile popüler. Anne babalar oğluna kız istemeye giderdi, İETT'de çalışması referans gösterilirdi. Yani İETT çok farklı çok değerli isimleri çatısında buluşturmuş. Mesela 1994‘te Recep Tayip Erdoğan'ın burada devir teslim töreninde gazeteci olarak fotoğraf çekmiştim. Değerli genel müdürlerimizin devir tesliminde fotoğraflar çektim. Nasip oldu fotoğrafçı olarak bu kurumda yer aldım. Benden önceki fotoğrafçı da Rizeli hemşerim Ali Paşa’lıydı. Tam bir aile havası vardı. Sevgi saygı üst seviyede idi. Zamanla hayatın zorlukları her alanı etkiledi. Bütün bu güzelliklerin yanında “UMUT”suz vakalarla karşılaştım. Her gittiği yerden ayrıldığında kötü anılar bırakan, bütün onurlu duruşumuza karşın bizi anlamayan oldu. Pes etmedik. 

METROHAN’DA ÇALIŞMAK TARİHİ YAŞAMAKTIR
İETT'de çalışmak, Metrohan'da çalışmak özellikle tarihin içinde yaşamaktır. Ama şunu da söyleyeyim insanın yapısında olacaktır. Benim olduğum her yer tarihtir zaten. Benim evimdeki şeyler de tarih ile ilgilidir. Kişide biriktirme kültürü, tarihe merak yoksa bir anlam ifade etmez. Mesela genç bir bayan geldi fotoğrafhaneye, fotoğraflara bakınca "ben çıkıyorum" dedi. "Niye?" dedim. "Fotoğraflar üstüme üstüme geliyor." dedi. Bakışla, sevgi ile ilgili bir şeydir. Nostaljik Tramvay dünyada en çok fotoğraf çekilen objelerden biridir. Ve dünyanın ikinci metrosunun olduğu bir yer İETT Genel Müdürlüğü. Dolayısıyla renkli isimler, renkli yaşamların olduğu bir yer. Unutamadığım Ara Güler Hoca. Ara Güler'in yanına giderdim. Bir gün buraya getirdim, fotoğraf çekinmişim. Heyecandan film koymayı unutmuşum makineye. Bir fotoğrafçı makineye film koymadan, fotoğraf çeker mi ya? Bunu bilmemek mümkün mü? Film koymadan Ara Güler'i çekmişim. Heyecanım ona olan sevgimden, onun mesleğine olan bağlılığından, saygımdan. Ara Güler herkes için özel ama İETT için çok özel. İETT'nin görsel tarihinin büyük bir bölümü, Ara Güler olmazsa olmaz. Ara Güler'i alın, İETT görsel tarihinin tramvay bölümünü de almış olursunuz. Ortadan kaldırmış olursunuz.

BİRİKTİRME KÜLTÜRÜ
Ağabeyim antikacı. Rize merkezde dükkânı var. Biriktirme kültürü ta çocukluğumdan beri bende vardı. Eski futbolcuların kartlarını, çiklet kâğıtlarını biriktirdim. Daha sonra Rize ile ilgili biriktirdiklerim vardı. Burada da bir heves oluştu. Mesela İETT'nin voleybol takımı vardı. Türkiye şampiyonu olmuş. Üç kez üst üste Türkiye liglerde şampiyon olmuş. Voleybol takımında ay yıldızı taşıma hakkı kazanıyorlar üç kez olunca şampiyon. Öyle bir takımın yıldızlarına dokunduk. Yani onlarla tanışma şansımız oldu. Bu merak bizi onlarla tanıştırdı. 

AİDİYET DUYGUSU
İETT'de genel müdürlük yapan isimlerin hayat hikâyeleri bilinmezdi. Biz fotoğraflarını derledik. Filiz Hanım biyografilerini çıkararak siteye koydu. Bu kuruma hayat katmış, değer katmış, emek katmış insanlara dokunduk. Onların evlerine gittik. Onların yaşamlarının içine girme şansımız oldu. Onların sosyal hayatını gördük. Onların güzelliklerini gördük. Bu, kurum sevgimizi ve oradaki aidiyet duygusunu daha da arttırdı. Daha sonra Filiz Hanım sayesinde üç tane ortak kitabımız oldu. Onun ayrıca "Şoför Hikâyeleri" diye bir çalışması daha var. Orada da ben ona katkı sağladım. Güzel şeyler kattığımıza inanıyoruz. Yani bir insan çalıştığı kurumda kendini hissettirmeli.

İNSANA SEVGİYE TARİHE DOKUNMAK
İETT Cumhuriyet öncesine dayanan köklü bir kurum. Ta 1920'lerde fotoğrafçı olduğunu öğreniyoruz. Belki de emeklerini çok fazlasıyla yerine getirmişler ama nedense kurumun köklü bir arşivi yoktu. Biz geldiğimizde birkaç kare fotoğraf vardı. Arşivlerde depolarda negatifler bularak, gittiğimiz her yerde gördüğümüz eski resmi edinerek arşivi bir araya getirdik. Ama bu arşivin tek başına bir anlamı yoktu. Bu arşivdeki belgelerin adlandırılması en az o arşiv kadar değerliydi. Orada işte Filiz Hanım devreye girdi ve güzellik kattı. Yani biz kurumdan giderken "buralardan düz geçmedik, böyle bir arşiv bıraktık" diyeceğiz. Bir Abbas Erdoğan Noyan'ı tanımak başka bir şey ile ölçülemez. Onu tanıdık, onun hayatına da dokunduk. Onun buraya, değnekle tıpış tıpış gelişleri... Kendisi rahmetli oldu, kitaplar bıraktı. Bize de psikoteknik laboratuvar kurdu.

MODERN ÇAĞDA BİR ESKİCİ
Filiz Hanım'ı da içine katarak da söyleyeyim, biz biraz bu çağın insanı değiliz diye düşünüyorum. Zaten benim Rize ile ilgili çalışmalarımdan dolayı lakabım "Modern Çağın Eskicisi". Yani biz biraz daha farklı bakıyoruz hayata diye düşünüyorum. Biz bu kurumda dört tane kitaba hayat verdik. Diğerlerinin de birçoğunda da Filiz Hanım'ın katkısı var. Bizim 26 yıldır kenarda biriktirdiklerimizden, derlediklerimizden oluştu, hayata geçirildi bu kitaplar diye düşünüyorum.

İETT’NİN “T”Sİ TÜRKİYE’NİN “T”SİDİR
İETT sporda şampiyon. Yani öyle bir şampiyon ki futbolda büyük yıldızlar yetiştirmişler. Atletizmde rekorlar kıran Cezmi Or gibi efsane bizden çıkmış. Voleybolda üç kez şampiyon olan takım ay yıldız taşıma hakkını elde ediyor. İETT bunu elde etti. Avrupa'da ülkemizi temsil etti. Yenilmez armada unvanı verildi. O insanların, o heyecanların kazandıranlara İETT'ye yaşattıranlara biz dokunduk. Onlarla söyleyişi yaptık. Onları tanıdık. Bazılarının vefat ettiğini duyuyorum. Ve yüreğimde hissediyorum acısını. İETT çok farklı bir kurum. İETT'nin T'si Türkiye'nin T'sidir.

İŞİMİZİN KİYMETİNİ BİLELİM
Mesai saatleri dışında bir mesai de Rize için harcıyorum. Müzayedeleri, sahafları geziyorum. Rize ile ilgili tarihi belgeler topluyorum. Rize ile ilgili 18 tane kitap yazdım. Rize üzerine çalışmalar yapıyorum. Şarkı sözü, Karadeniz türküsü yazmaya çalışıyorum. Memleketim Rize şeylerini yeniden inşa eden Cumhuriyet dönemi insanı kaliteli bir insan Ekrem Orhon hep şunu derdi: ”Rize senden Rize için elinden geleni yapmanı ister”. " Ben de diyorum ki: "İETT sizden İETT için elinizden geleni yapmanızı ister.” Çok güzel bir ortamda çok değerli bir kurumda çalışıyor olmanın imtiyazını, şükrünü benliğimde hep yaşatacağım. 

Her Başlangıcın bir sonu vardır. 29 Ağustos 2024 tarihinde İETT’den Metrohan’dan ayrılıyorum. Metroda, toplumda ayak ayaküstüne atmayı, kendisinden yedi yaş büyük ağabeyinin yaşında sigara içmeyi ar diye nitelerim. Güvenlikten selam vermeden “gününüz güzel geçsin” demeden geçmemeye özen gösteririm. En çok kullandığım kelime “Saygıyla”dır. Yine de insan eğittir eksik eşittir hatadır. Mesai arkadaşlarımdan yöneticilerimden helallik istiyorum. Bende umutsuz vaka dışında herkese hakkımı helal ediyorum. Saygıyla