Demir eksikliği ve anemisi, "iyileştirilebilir'' ve "önlenebilir'' önemli bir halk sağlığı sorunudur
Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, 26 Kasım Dünya Demir Eksikliği Günü’nde dünyada ve Türkiye’de sıkça rastlanan kansızlığa dikkat çekiyor.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada diğer sebepler de dahil edildiğinde 1.62 milyar kişinin anemik olduğunu vurgulamaktadır. Bu anemilerin yarısından fazlası demir eksikliği anemisidir. Başka bir veri ise demir eksikliği anemisi olgularının yaklaşık 2.5 katı kadar henüz anemi gelişmemiş “demir eksikliği” (DE) olgusunun bulunmasıdır. Dolayısıyla dünya çapında yaklaşık 3 milyar kişi demir eksikliği sorunu yaşamaktadır1.
Demir eksikliği anemisi (DEA); halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, tırnak bozukluğu, huzursuz bacak sendromu gibi çok sayıda şikâyete neden olabiliyor. Abdi İbrahim Medikal Direktörlüğü, demir eksikliğinin yaygınlığına rağmen birçok kişinin hastalığın belirtilerini tanıyamadığını, bazı diğer hastalık belirtileri ile karışabildiğini; doğru/ayırıcı teşhis konusunda sıkıntı yaşandığını vurgulamaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, kadınlarda daha sık görülen demir eksikliği, fiziksel iş verimini ve performansı yaklaşık %30 azaltmaktadır2. Türk Hematoloji Derneği ise aneminin yaşam niteliğine, işlev kaybına ve ölüm üzerine önemli etkileri olduğunu vurgulamaktadır3. Ayrıca Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, kanama ile anemi, direkt ve indirekt anne ölümlerinin de önemli nedenidir.
Demir eksikliğinin pek çok farklı sebebi olduğunu bilmekteyiz. Vücut ihtiyacı olan yeterli demiri bulamadığında demir eksikliği, bu sorun tedavi edilmezse de anemi gelişir. Kan kaybı, demirden fakir beslenme veya besinlerdeki demirin emilmesinde görülen yetersizlik en önemli nedenlerdir. Büyüme ve gelişmenin hızlı olduğu bebekler, küçük çocuklar ve ergenler, kadınlar, kronik hastalıkları olan kişiler ve besin kaynaklarına ulaşmada sıkıntı yaşayabilen yaşlılarda demir eksikliği daha sık görülür.
TBSA 2019 raporuna göre Türkiye’de 4 kadından 1’i DEA’dir. Türkiye’de üreme çağındaki kadınların demir ve folik asitten fakir beslendikleri saptanmıştır. Unutulmamalıdır ki bebeğin sağlıklı büyümesi, ruhsal, fiziksel, zihinsel yönden iyi gelişmesi annenin sağlığı ve dengeli beslenmesiyle orantılıdır. Annenin gebelik öncesi fiziksel gelişimini tamamlamış olması, besin depolarının yeterli olması ve yaşı hem bebeğin hem de annenin sağlığını koruyacak en önemli etkenlerdir. Bu nedenle sadece gebelerde değil üreme çağındaki kadınlarda da eksiklerin giderilmesi önemlidir4.
Demir eksikliği bebeklikten yetişkinliğe kadar olan çocukların bilişsel gelişimini olumsuz etkiliyor. Bağışıklık mekanizmalarına zarar veriyor ve hastalık oranlarının artmasına neden oluyor.
Demir eksikliği emzirme döneminde; anne sütünün azalmasına, emzirme periyodlarının kısalmasına ve annede depresif semptomlara neden oluyor. Doğum sırasındaki demir eksikliği uzun vadede çocuğun bilişsel performansı üzerinde olumsuz etki yapar. Bu nedenlerle doğum sırasında annenin normal kan demir seviyesine sahip olmasını sağlamak çok önemlidir5-8.
Ergenlikte DE olanlarda olmayanlara kıyasla sözel öğrenme, matematik skorları, IQ puanları, dikkat, zihinsel denge ve hatırlama gibi bileşenlerde düşüklük gözlemlenmekte, okul performansları olumsuz yönde etkilenmektedir9.
Demir eksikliği ve anemisi egzersiz kapasitesi üzerine de olumsuz etki yapar. Son araştırmalara göre kalp yetmezliği olan iki kişiden birinde demir eksikliği olabileceği düşünülmektedir. Kalp yetersizliği söz konusu olduğunda demir eksikliğinin de olması daha düşük fonksiyonel kapasite, hayat kalitesinde bozulma ve ölüm riskinde artış anlamına gelmektedir10.
Bunların dışında ameliyat öncesi hastalarda sıklıkla anemi görüldüğünü biliyoruz.11 Hastanın ameliyat öncesinde demir eksikliği anemisi yönünden değerlendirilip, ameliyat öncesinde uygulanacak demir tedavisi ile operasyona hazırlanması aslen bir organ nakli gibi değerlendirilmesi gereken kan nakli ihtiyacını azaltacak, ameliyat sonrası hastanede yatış sürelerini kısaltacak ve birçok olası komplikasyonun önüne geçecektir.12
Sürdürülebilir tedavi seçeneği demir eksikliğinin yönetiminde başarının anahtarıdır. Demir eksikliğinin iyi yönetilebilmesi için toplumda demir eksikliği ve anemisi hakkında farkındalığın arttırılması, demir eksikliği gelişebilecek durumların ön görülmesi, belirtilerin iyi tanınması ve anlaşılması, doğru tanı konulması, hastanın bireysel ihtiyaçlarına ve tedavi uyumuna dikkat edilerek tedavi seçeneğine karar verilmesi, ilaçların doğru dozda ve tedavi süresince kullanılması ve hastanın iyi takip edilmesi gerekiyor.