BOZDAĞ: TÜRKİYE YÜZYILININ ANAHTARI YENİ ANAYASADIR
ADALET BAKANI BOZDAĞ, AVUKATLAR BULUŞMASINA KATILDI.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Türkiye’nin yeni yüzyıl çalışmalarının en önemli bölümünün yeni Anayasa olduğunu vurgulayarak, “Türkiye yüzyılının anahtarı yeni Anayasadır. Eğer yeni Anayasa'yı yapamazsak yeni Türkiye'yi de Türkiye yüzyılını da güçlü bir şekilde inşa edemeyiz” dedi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen Avukatlar Buluşması’na katılan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hukuk alanında yapılan reformları anlattı. Türkiye’de hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi için önemli adımlar atıldığını belirten Bakan Bozdağ, en önemli eksikliğin yeni Anayasa olduğunu kaydetti.
Bakanlıkça yürütülen yeni Anayasa çalışmalarının içinde savunma hakkının ayrı bir başlık altında müstakil olarak düzenleneceğini vurgulayan Bakan Bozdağ, şöyle konuştu:
“İnşallah yeni Anayasada avukatlarımızla ilgili de büyük bir değişim öngörüyoruz. Bizim projemizin içerisinde yeni Anayasa var dedik, Anayasada da hukuk devleti, yargı var ve savunma var. Yeni Anayasa’nın içerisinde savunma hakkı ayrı bir başlık altında müstakil olarak düzenlenecektir. İkinci olarak tıpkı hakimlerin, savcıların teminatı nasıl Anayasa’da yazıyorsa avukatlarımızın teminatı da yeni Anayasa’da da aynen yazacaktır. Yargı sadece hakimden, savcıdan değil, aynı zamanda onların yanında olan avukatla birlikte üçünden oluşuyor. İkisini Anayasa’ya koyup birini Anayasa’nın dışında bırakmak büyük bir haksızlıktır. Bu haksızlığı da ortadan kaldıracağız.”
Bakan Bozdağ’ın konuşmasından bazı bölümler şu şekilde:
ADLİ YARDIMI YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ
Seçimden sonra burada tarihi bir adım atacağımızı, bütün meslektaşlarımızın özellikle bilmesini istiyorum. Adli yardım mekanizmasını, CMK nedeniyle yapılan ödemelerin tamamını tek çatı altında toplayacağız ve adli yardımı avukatlarımızı, vatandaşlarımızı, hak arama hürriyetini güçlendirecek ve onların hak mahrumiyetine uğramalarını önleyecek şekilde yeniden inşa edeceğiz. CMK tarifesi ayrı, diğeri ayrı bunu da kaldıracağız. Hepsini tekleştiren ve adli yardım sistemimizi tek kanunla düzenleyen ve burada bizim ayırdığımız adli yardımdaki paranın tamamının avukatlara gitmesini sağlayan bir mekanizma kuracağız. Şu anda bizim ayırdığımız paranın yüzde 30’u avukatlarımıza neredeyse ulaşıyor. Yeni dönemde bunları kaldıracağız. Parayı tahsil etmek için bekleme dönemini de ortadan kaldıracağız. İşini yapacak, parasını gidip tak alacak. Böyle bir düzeni kuracağız. Çünkü bu düzene Türkiye'nin ihtiyacı var. Vatandaşlarımızın hak mahrumiyetine uğramaması, hakkını sağlıklı ve hukuka uygun araması, kendini daha etkin savunabilmesi için hukuki yardımın zorunlu olduğu kapsamı daha da genişleteceğiz.
HUKUK DEVLETİNİ İNŞA EDİP, TAHKİM EDEN ÖNEMLİ REFORMLAR
Türkiye’de Devlet Güvenlik Mahkemeleri diye bir mahkeme var mı? Yok. Terörle Mücadele Kanunu’nun 10. Maddesine göre kurulan mahkemeler vardı. Ayrı usulde DGM’nin yerini almıştı. Daha sonra onun yerini alan CMK 250’ye göre kurulan özel yetkili mahkemeler ve savcılıklar vardı. Ayrı usul ve imtiyazlı bir yapı vardı. Şimdi Türkiye’de TMK 10’a göre veyahut da CMK 250’ye göre kurulan ayrı bir usule ve imtiyaza sahip herhangi bir mahkeme var mı? Yok. Yargının içindeki hiyerarşiyi kaldıran, usulde birliği sağlayan, hukuk devletinin gerekliliğine göre her türlü imtiyazı sonlandıran hukuk devletini inşa edip, tahkim eden önemli reformlar. Konuşuyorlar ne yaptınız, biz ne yaptık?
HUKUK DEVLETİNİN GEREĞİNE UYGUN YARGIDA BİRLİĞİ HAYATA GEÇİRDİK
Türkiye'de devlet bir, yasama bir, yürütme bir, millet bir, her şey bir ama Türkiye'de yargı hiçbir zaman biz gelene kadar bir olmadı. Bir yanda sivil yargılama yapan adli yargı ve idari yargı var, diğer yanda Askeri Yargıtay var, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi var ve askeri yargı var. Bir devlette yargı tek olur. Baktığınızda sanki Türkiye 2 ayrı devlet, 2 ayrı millet, 2 ayrı hukuk, 2 ayrı yargı var. Böyle bir ayıpla Türkiye yıllar yılı yaşadı. Ben soruyorum değerli meslektaşlarıma askeri yargıyı kim kaldırdı? Askeri Yargıtayı, Askeri Yüksek İdare Mahkemesini kaldırarak yargıda birliği, hukuk devletinin gereği olarak kim tesis etti hayata geçirdi bu 6’lı masadakiler mi, CHP’nin zihniyeti mi? Bunların hepsi onların ürünü ama biz ne yaptık, hukuk devletinin gereğine uygun yargıda birliği hayata geçirdik.
AYRI HUKUK AYIBINDAN TÜRKİYE'Yİ KURTARDIK
Askere ayrı yargı, sivile ayrı yargı askeri idari işlemlere ayrı yargı, sivillerin idari işlemlerine ayrı yargı ve ayrı hukuk ayıbından Türkiye'yi kurtardık bir noktada da hukuk birliğini sağladık. Tabi bununla da yetinmedik Anayasa Mahkememizi yapılandırdık. Çok net söylüyorum, Türkiye'nin Anayasa Mahkemesi üyelerinin dağılımına baktığınızda üyelerden biri Askeri Yargıtay üyeleri arasından bir diğeri Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyeleri arasından seçilir Anayasa Mahkemesi adeta vesayetin altında bir mahkeme gibiydi. Bizim sivil bir Anayasa Mahkememiz bile yoktu.
Türkiye’ye sivil bir Anayasa Mahkemesi kazandıran, Anayasa Mahkemesi içerisindeki vesayet gölgesini ortadan kaldıran Anayasa Mahkemesine demokratik meşruiyet kazandıran ve hukuk devleti ilkelerine uygun bir mahkemeye dönüştüren adımı bu kadro attı. Bugün bambaşka bir Anayasa Mahkememiz var.
LAFINI DEĞİL İCRAATINI YAPTIK
Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile ilgili de birkaç şey ayrıca ilave etmek isterim. Hakimler Savcılar Kurulu diye bir kurulumuz var. Eskiden Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluydu adı ama öyle bir düzen kurulmuş ki kurul Yargıtaya, Danıştaya üye seçiyor Yargıtay, Danıştay kurula üye seçiyor. Kapalı devre işleyen bir sistem vardı. Kimse de müdahale edemiyor. Ve böylesi bir yapıda hakim ve savcıların teftişi doğrudan Adalet Bakanı’na bağlıydı. Teftiş Kurulu Adalet Bakanı’na bağlı. Sekreterya hizmetleri tamamen Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü tarafından yerine getiriliyor. Düşünün biz geldiğimizde hakimlerin, savcıların sigortası olan Hakimler Savcılar Kurulu böyle bir yapıya sahipti. Bizden önce 79 yıl var. Yapı bu, kimse değiştirmemiş. Biz geldik ne yaptık Kurulu idari ve mali özerkliğe kavuşturduk. Bakanlıktan sekreterya hizmetlerini aldık, Kurulun kendi bünyesine verdik. Hakimlerin ve savcıların teftişini Bakanlıktan aldık, Kurula bağladık. Yargı bağımsızlığı, tarafsızlığı olarak bugüne kadar sağdan soldan hukuk devleti üzerine yargının bağımsızlığı üzerine yazanların söyledikleri ne varsa makalelerinde biz bir bir yaptık. Lafını değil icraatını yaptık. Hâlâ kalkıp oradan buradan ahkam kesiyorlar. Türkiye'nin hukuk devleti vasfını güçlendirme konusunda insan haklarını tahkim eden diğer adımları da biz attık.
BAŞÖRTÜSÜ YASAKLARI, HUKUKSUZLUKLAR, ZULÜMLER BİTTİ
İnşallah önümüzdeki dönemde hak arama yollarının önündeki diğer engelleri kaldırmak da bizim boynumuzun borcudur. Bunun üzerinde hassasiyetle durmaya devam edeceğiz. Türkiyemizin hukuk devleti vasfını, insan hak ve hürriyetleri ve diğer alanlardaki vasfını geliştirmek ve güçlendirme konusunda kararlı mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Eğitim-öğretim hakkının önündeki başörtüsü yasakları ve diğer hukuksuzluklar zulümler bitti mi? Bitti. Dün bunları Türkiye’de konuşmak felaketti. 2008’de MHP ile beraber biz Anayasa’nın 10. ve 42. Maddesine müdahale ettik. ‘411 el kaosa kalktı’ dediler. Anayasa Mahkemesi geçit vermedi. CHP, Anayasa Mahkemesi'nin kapısında neredeyse yatak serdi. Her olayı oraya taşıyor ve mahkemeye götürüyor. Adeta milleti yargılatıyor. Şimdi oradan buraya doğru dönüp bir bakmak lazım.
DÜNYANIN DÖRT YANINDAN GELEN MÜSLÜMANLAR AYASOFYA’DA İBADET EDEBİLİYOR
Ayasofya'nın ibadete açılması, Türkiye'deki demokratikleşme, hukuk devleti, din ve vicdan hürriyeti konusunda bizim aldığımız mesafenin başka bir somut göstergesidir. ‘Yapamazlar, edemezler, açamazlar, yürekleri yetmez’ dedi ve dediler. Şimdi İstanbullular Ayasofya'da ibadet ediyor mu? Aziz Türk milleti ibadetini yapıyor mu? Ve dünyanın dört bir yanından gelen Müslümanlar ibadetini yapıyor mu? Hepsini yapıyor. Bambaşka bir noktaya Türkiye geldi. İnşallah bundan sonra daha ileri noktalara birlikte taşıyacağız. Birlikte ülkemizi daha güçlü kılmak için dünden daha çok çalışarak yol almaya devam edeceğiz.
YAPTIKLARIMIZ BAŞLANGIÇTIR, İŞİMİZİN BESMELESİDİR
Tabii Türkiye'nin 20 yıllık süre içerisinde hukuk devleti, insan hakları, yargı, altyapı, üstyapı, adalet politikaları konusunda yaptığımız çalışmalar çok net söylüyorum Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi bir başlangıçtır. Bu işin besmelesidir. Türkiye yüzyılının girişidir bu çalışmalar. İnşallah bundan sonra Türkiye yüz yılını birlikte inşa edeceğiz. Türkiye yüzyılının anahtarı yeni Anayasadır. Eğer yeni Anayasa'yı yapamazsak yeni Türkiye'yi de Türkiye yüzyılını da güçlü bir şekilde inşa edemeyiz. Maalesef pek çok şey yaptık. Ama ülkemizi darbecilerin yaptığı bir Anayasayla hala yönetiliyor olma ayıbından kurtaramadık. Böylesi bir büyük uzlaşmayı parlamentoda sağlayamadık. Yeni dönemde Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle Türkiye yüzyılı diye inşa edeceğimiz yeni yüzyılda bu işin besmelesi ilk adımı, anahtarı Allah'ın izniyle yeni Anayasa olacaktır.
TÜRKİYE YENİ ANAYASAYI MUTLAKA YAPACAKTIR
Milletimiz bu büyük uzlaşmayı sağlayacak bir çoğunluğu bugün olmazsa yarın ama eninde sonunda tesis edecek. Türkiye yeni Anayasayı mutlaka yapacaktır. Biz geciktiğimizle kalacağız. Gönlümüz arzu ediyor ki yeni Anayasa yapılırken bu Anayasa için ter dökenlerden biz de olalım. Onun şerefine, bu kadrolar nail olsun. Daha fazla gecikmeye, Türkiye'nin tahammülü yoktur.
YENİ ANAYASANIN İÇERİSİNDE SAVUNMA HAKKI AYRI BİR BAŞLIK ALTINDA MÜSTAKİL OLARAK DÜZENLENECEKTİR
İnşallah yeni Anayasa'da avukatlarımızla ilgili de büyük bir değişim öngörüyoruz. Bizim projemizin içerisinde yeni Anayasa var dedik, Anayasa'da da hukuk devleti, yargı var ve savunma var. Yeni Anayasanın içerisinde savunma hakkı ayrı bir başlık altında müstakil olarak düzenlenecektir.
AVUKATLARIMIZIN TEMİNATI DA YENİ ANAYASA’DA AYNEN YAZACAKTIR
İkinci olarak tıpkı hakimlerin, savcıların teminatı nasıl Anayasa’da yazıyorsa avukatlarımızın teminatı da yeni Anayasa’da da aynen yazacaktır. Yargı sadece hakimden, savcıdan değil, aynı zamanda onların yanında olan avukatla birlikte üçünden oluşuyor. İkisini Anayasa’ya koyup birini Anayasa’nın dışında bırakmak büyük bir haksızlıktır. Bu haksızlığı da ortadan kaldıracağız. Avukatlık yasasını yeni dönemde sil baştan yeniden düzenleyeceğiz. Çünkü yasa bugün avukatlarımızın ihtiyaçlarını, beklentilerini yeterince karşılamaktan oldukça uzaktır. Bakanlık olarak bu konuda hazırlıklarımız bir noktaya gelmiştir. Yeni dönemde de kurduğumuz komisyon çalışmasını sürdürüyor.
ADLİ YARDIMI YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ
Seçimden sonra burada tarihi bir adım atacağımızı, bütün meslektaşlarımızın özellikle bilmesini istiyorum. Adli yardım mekanizmasını, CMK nedeniyle yapılan ödemelerin tamamını tek çatı altında toplayacağız ve adli yardımı avukatlarımızı, vatandaşlarımızı, hak arama hürriyetini güçlendirecek ve onların hak mahrumiyetine uğramalarını önleyecek şekilde yeniden inşa edeceğiz. CMK tarifesi ayrı, diğeri ayrı bunu da kaldıracağız. Hepsini tekleştiren ve adli yardım sistemimizi tek kanunla düzenleyen ve burada bizim ayırdığımız adli yardımdaki paranın tamamının avukatlara gitmesini sağlayan bir mekanizma kuracağız. Şu anda bizim ayırdığımız paranın yüzde 30’u avukatlarımıza neredeyse ulaşıyor. Yeni dönemde bunları kaldıracağız. Parayı tahsil etmek için bekleme dönemini de ortadan kaldıracağız. İşini yapacak, parasını gidip tak alacak. Böyle bir düzeni kuracağız. Çünkü bu düzene Türkiye'nin ihtiyacı var. Vatandaşlarımızın hak mahrumiyetine uğramaması, hakkını sağlıklı ve hukuka uygun araması, kendini daha etkin savunabilmesi için hukuki yardımın zorunlu olduğu kapsamı daha da genişleteceğiz. (Birlik Haber Ajansı-BHA)